Zayıflama İğneleri Üzerindeki Tehlikeli Talep Artışı
Son dönemlerde ideal forma kavuşma isteğiyle birlikte, zayıflama iğnelerinin satışında büyük bir artış yaşanıyor. Kilo vermek isteyen birçok kişi, bu iğneleri doktor önerisi olmadan ve reçetesiz temin ederek kullanıyor. Ancak bu durum, halk sağlığı açısından ciddi riskler taşıyor. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde, sosyal medya platformlarında “zayıflamaiğnesi” etiketiyle yapılan paylaşımlar, reçetesiz satışların artmasına neden oluyor. Uzmanlar, kontrolsüz şekilde kullanılan bu iğnelerin hormon dengesini bozabileceği, kalp ritmini etkileyebileceği ve metabolik rahatsızlıklara yol açabileceği konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor. Etken maddeleri tirzepatid ve semaglutid olan bu ilaçlar, pek çok kişi tarafından gelişigüzel kullanılırken, 2.5 miligramlık iğneler ortalama 9 bin TL, 15 miligramlık iğneler ise 30 bin TL fiyatla satılıyor.

Pankreatit Uyarısı
“Hızlı sonuç” vaadiyle pazarlanan zayıflama iğneleri, yeni bir “fit görünme” akımına kapı aralıyor. Hekimler, vücut kitle indeksi 25’in altında olan kişilerin bile sadece daha fit görünmek amacıyla bu iğneleri kullandığını belirtiyor ve ciddi yan etkiler konusunda uyarıyorlar. Zayıflama iğnelerinin, beden kitle indeksi (BKİ) 30 ve üzerinde olan veya BKİ oranı 27–30 arasında olup diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkları bulunan kişilerde mutlaka hekim gözetiminde kullanılması gerektiği vurgulanıyor. Doktor kontrolü olmadan kullanılan bu iğneler, bulantı, kusma, ishal, kabızlık gibi gastrointestinal sorunlara yol açabileceği gibi, pankreatit, safra taşı ve böbrek problemleri gibi daha ciddi hastalıklara da neden olabilir.
Bütüncül Tedavi Şart
Dr. Ayça Kaya (İç Hastalıkları Uzmanı)
“Zayıflama iğneleri doktor kontrolü olmadan asla kullanılmamalı. Ancak görüyoruz ki sadece 3-5 kilogram fazlası olan kişiler bile bu iğneleri kullanıyor. Zayıflama iğneleri, GLP-1 yani açlık hormonunu azaltan bir etkiye sahiptir. İlaç, mide boşalmasını yavaşlatır ve beyne tokluk sinyali gönderir. Ancak bu iğneleri sadece hastalığı olan kişilerin, doktor reçetesi ile kullanması gerekir. Doktor tavsiyesi olmadan tüketilen ilaçlar bazı kişilerde yeme bozukluğuna neden olabiliyor. Kilo takıntısı olanlar kesinlikle zayıflama iğnelerini kullanmamalı.“
Ciddi Yan Etki Riski
Prof. Dr. Murat Aksoy (Genel Cerrahi Uzmanı)
“Zayıflama iğnelerinin satışı denetim altına alınmalı. Bu, basit bir takviye değil; diyabet tedavisinde kullanılan ilaçlar. İnsanlar bu iğneleri kullanarak iştahlarını kontrol etme konusunda fayda görüyor. Ancak bu ilaçlar doğrudan zayıflatmıyor; iştah kontrolü ve doygunluk hissi üzerinden etki ediyor. Başarılı sonuçlar görüldükçe kullanımı adeta bulaşıcı hale geliyor. Oysa bu iğneler mutlaka reçete ile ve doktor gözetiminde kullanılmalı. Aksi halde ciddi yan etki riski söz konusu.“
Kapitalist Dayatma
Prof. Dr. Osman Erk (İç Hastalıkları Uzmanı)
“Zayıflama ilaçlarının mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerekiyor. ‘Gittim eczaneden aldım, kafama göre yaptım’ anlayışı kesinlikle doğru değil. Kilo kaybı kimyasal bir süreçtir; ancak burada arzuladığımız, yağ dokusundan kayıp olmasıdır. Oysa bu ilaçlar bazen kas ve kemik dokusundan da kayba yol açabiliyor. Kas dokusu kaybolduğunda, özellikle yüz kasları eridiğinde yüz şekli bile değişebiliyor. Ayrıca pankreatit riski de mevcut. Bu konunun yalnızca tıbbi değil, çevresel ve ekonomik boyutları da bulunuyor. Kapitalist tarım sistemi ve kimyasal madde kullanımıyla dolaylı bağlantılar var.“

30 Milyar Dolar
Öte yandan, küresel piyasalarda zayıflama ilaçlarının pazar büyüklüğünün 30 milyar doları aştığı tahmin ediliyor. Türkiye’de ise kesin veriler olmamakla birlikte, eczane ve özel klinik satışlarına bakıldığında, sadece bu ilaçlara yönelik talebin son bir yılda en az yüzde 400 oranında arttığı düşünülüyor.


