Her yaştan bireyin, cinsiyet fark etmeksizin, varis sorunuyla karşılaşma ihtimali bulunmaktadır. Genellikle yaşa bağlı olarak görülen bu durum, genç yaşlarda hatta çocukluk döneminde bile ortaya çıkabilmektedir. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı **Prof. Dr. Semih Barlas**, Türkiye’deki varis sorununu değerlendirirken şu bilgileri vermektedir: “Varis, uzun süre çeşitli belirtilerle kendini gösteren bir sağlık sorunudur. Bacaklarımızdaki damarlar, yüzeyel ya da derin venlerin içindeki kapakların geri kaçırması nedeniyle bu durumu yaşarız. Venöz hipertansiyon kaynaklı olabilen bu hastalık, bazen hiç belirti vermeyebilir; ancak belirtmeye başladığında, ciltteki ince kılcal damarlanmalardan kalın varislere ve geçmeyen yaralara kadar geniş bir yelpazede görülebilir.”
Yapılan 19 farklı çalışmada varis hastalığının sıklığı %46’dan %4 gibi yüksek bir orana ulaşabilmektedir. **Prof. Dr. Barlas** bu hastalığın nedenlerini sıralarken, ileri yaş, cinsiyet, aile öyküsü, doku gevşekliği, uzun süre oturma veya ayakta durma gibi meslekler, yaşam tarzı, obezite, ani kilo değişiklikleri, bacak travmaları ve bazı kalıtsal damar hastalıklarını saymaktadır. Ayrıca, yüksek östrojen düzeyleri, hamilelik ve artan doğum sayısı da varis oluşumunu tetikleyebilir. Hastaların %9’u hiçbir belirti yaşamadan tesadüfen tanı alırken, hastalığın ilerleyen dönemlerinde ayak bileklerinde şişlik, ciltte renk değişiklikleri ve yaralar görülebilmektedir. Kadınlarda varis görülme oranı %71’e kadar çıkabilir.
Varis hastalığı, batılı ülkelerde, özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa’da daha yaygın görülmektedir. Cinsiyet açısından incelendiğinde, kadınlarda hamilelik, menopoz ve hormon kullanımı gibi etkenler nedeniyle erkeklere göre daha sık rastlanmaktadır. Varis, yalnızca yaşlı bireylerde değil, her yaş grubunda görülebilmektedir. Yapılan araştırmalar, hastalığın %25’inin 50 yaş altındaki bireylerde olduğunu göstermektedir. Ayrıca hastalığın sıklığı yaşla birlikte artış göstermektedir.
Anne ve babasında varis olan bir bireyin bu hastalıkla karşılaşma olasılığı %25-62 arasında değişirken, bu oran kız çocuklarında %60, erkek çocuklarında ise %25 olarak belirlenmiştir. Hem anne hem de babada kronik venöz hastalık bulunması durumunda, doğacak çocukta bu hastalığın görülme oranı %90’a kadar çıkmaktadır. Neyse ki, gelişen tıbbi teknolojiler sayesinde varis, her mevsim tedavi edilebilen bir sağlık problemi haline gelmiştir. Bacaklardaki ince kılcal damarların tedavisi için **Yüzeyel Köpük Skleroterapi (VFS)** ve **Yüzeyel Lazer (VL)** gibi yöntemler ile hastaların konforu bozulmadan, hızlı bir şekilde tedavi sağlanabilmektedir.
Kaynak: Web Özel
