Kuraklık Tehlikesi: Türkiye’nin Gölleri Tehdit Altında
Yaz aylarından bu yana etkili olan kuraklık, Türkiye’nin önemli tatlı su kaynaklarını tehdit ediyor. Ülke genelinde göllerin su seviyeleri hızla düşerken, özellikle Sapanca, Beyşehir, Avlan ve Van Gölü‘nden endişe verici manzaralar ortaya çıkıyor. Antalya’nın Elmalı ilçesindeki Avlan Gölü, yağışların azalmasıyla büyük ölçüde kurudu. “Göle girmek yasaktır” levhasının gölün ortasında kalması, bu durumu sembolize ediyor. Ekoloji uzmanları, Avlan Gölü’nün kaybının sadece Elmalı değil, tüm Batı Akdeniz’in su rejimi üzerinde olumsuz etkileri olacağını belirtiyor.

Sapanca Gölü’nde Tehlike Çanları
Sakarya ve Kocaeli’nin içme suyu ihtiyacını karşılayan Sapanca Gölü‘nde de durum pek iç açıcı değil. Göl seviyesi eylül itibarıyla 28 metreye kadar düştü ve uzmanlar, kritik eşik olarak 29.90 metreyi belirtiyor. Kuraklığın sürmesi halinde, sanayi için hayati öneme sahip Kocaeli ve Sakarya’da ciddi bir su krizi yaşanabileceği vurgulanıyor. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ), gölde 10 santimetrelik daha bir düşüş yaşanması durumunda acil eylem planının devreye alınacağını açıkladı.
Beyşehir Gölü’nde Durum Korkutucu
Bir diğer endişe verici durum ise Beyşehir Gölü‘nde yaşanıyor. Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir, kuraklığın etkisi altında ciddi bir su kaybı yaşıyor. Gölün yüzeyi kuraklık nedeniyle metrelerce çekilirken, balıkçı teknelerinin karaya oturduğu ve bölgedeki kıyı köylerinin geçim kaynaklarının büyük ölçüde yok olduğu belirtiliyor.
Van Gölü’nde Endişe Verici Gelişmeler
Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü ve çevresindeki Aygır, Nazik, Arin ve Nemrut Krater göllerinde de kuraklık belirtileri net bir şekilde gözlemleniyor. Van Gölü kıyısında mikrobiyalitler ve su altı yapıları ortaya çıkarken, Nemrut Krater Gölü’nde yaşanan çekilme, turizm faaliyetlerini olumsuz etkiliyor.

Uzmanların Görüşleri
Tarımda Yenilik Gerekiyor
Dursun Yıldız (DSİ eski yöneticisi Su Politikaları Uzmanı)
“Göl kayıpları artık mevsimsel dalgalanmalardan ziyade kalıcı iklim değişikliğinin belirtileri. Yağış rejiminin bozulması, yeraltı sularının aşırı kullanımı ve bilinçsiz tarımsal sulama bu durumu derinleştiriyor. Türkiye’de göllerin yüzde 60’ı son 30 yılda küçüldü. Acilen gölleri besleyen kaynakların korunması, yeraltı suyu kullanımının sınırlandırılması ve kuraklığa dayanıklı tarım politikalarının uygulanması gerekiyor. Özellikle İç ve Güneydoğu Anadolu ile Akdeniz ve Marmara bölgeleri ciddi kuraklık riski ile karşı karşıya.”
Atık Suların Arıtılması Şart
Prof. Dr. Mustafa Öztürk (Eski Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı)
“Dünyada her yıl 66.7 milyar metreküp ileri kademe arıtılmış atık su tarımda, 19.4 milyar metreküp ise sanayide kullanılmakta. Türkiye’de ise bu rakam tarım için yalnızca 69 milyon metreküp seviyesinde kalıyor. Oysa 4.6 milyar metreküp evsel atık su ileri kademe arıtılsa, hem tarımsal sulamada sürdürülebilir bir kaynak oluşturulabilir hem de enerji ile gübre maliyetleri ciddi oranda düşürülebilir. Konya ve Tekirdağ gibi yeraltı suyunun hızla azaldığı bölgelerde bu yöntemle rezervler yeniden beslenebilir.”

Korkutucu Yağış Düşüşleri
Türkiye’de 2025 Su Yılı yağışları, endişe verici seviyelerde. 1 Ekim 2024 – 8 Eylül 2025 dönemini kapsayan süreçte, Türkiye genelinde yağışlar normale göre yaklaşık yüzde 27, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 28 azalmış durumda. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre kaydedilen 393,2 milimetre yağış, normali olan 533,7 milimetrenin oldukça altında kalmış ve son 52 yılın en düşük seviyesi olarak kayda geçmiştir. Bölgesel dağılım da durumu doğruluyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yağışlar normale göre yüzde 53, İç Anadolu Bölgesi’nde ise yüzde 36 azalmıştır. Akdeniz, Marmara, Ege ve Doğu Anadolu bölgelerinde de yağışlarda sırasıyla yüzde 31, yüzde 32, yüzde 28 ve yüzde 24 oranında düşüş gözlemleniyor.
Rakamlar ne diyor?

