Türkiye’yi Oyalama Stratejisi: ABD’nin Çift Başlı Yaklaşımı

Suriye‘nin kuzeyindeki belirsizlik ve Türkiye’ye yönelik ABDİsrail destekli PKK/SDG tehdidi sürerken, bölgedeki denklemin nasıl şekilleneceği büyük bir önem taşıyor. Strateji uzmanları, bölgenin geleceğini anlamak için terör örgütü SDG ile Şam yönetimi arasındaki müzakereleri, ABD’nin bölgedeki taktik hamlelerini ve İsrail’in uzun vadeli stratejik planlarını bütüncül bir şekilde değerlendirmek gerektiğini vurguluyor. Bu çerçevede, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ile Suriye Özel Temsilcisi’nin CENTCOM Komutanı Amiral Cooper ile birlikte Kuzeydoğu Suriye’yi ziyaret ederek SDG’nin sözde komutanı Mazlum Abdi ile görüşmesi, sahada yaşanan en kritik gelişmeler arasında öne çıkıyor. ABD heyeti, terör örgütünün diğer üst düzey isimleri İlham Ehmed ve Rohilat Efrin’in de katıldığı bir toplantıya ev sahipliği yaparken, bu ziyaret ABD’nin SDG ile stratejik işbirliğini pekiştirmesi ve Şam yönetimine yönelik bir mesaj olarak değerlendiriliyor.

Türkiye'yi oyalama taktiği! ABD gölgesinde çift başlı strateji - Resim : 1
Bölgedeki karmaşık ittifaklar ağı ve askeri yığınaklar, Türkiye’ye yönelik birbirini besleyen çok boyutlu riskler doğuruyor.

TEMEL GÜÇ VURGUSU

Terör örgütü SDG’nin sözde komutanı Mazlum Abdi, askeri bir heyetin 10 Mart Anlaşması’nın uygulanması çerçevesinde yakında Şam’a gideceğini ve SDG’nin Suriye Savunma Bakanlığı’na entegrasyonu konusunu ele alacağını açıkladı. Bu açıklama, stratejistler tarafından bir oyalama taktiği olarak değerlendiriliyor. Abdi, “Yakında askeri komitemiz Şam’a bir ziyaret gerçekleştirecek. Bu ziyaret kapsamında, SDG’nin Suriye Savunma Bakanlığı’na entegrasyonu konusunu ele alacağız. Yeni bir Suriye ordusu kuruluyor. Biz de temel gücü olarak yeni Suriye ordusunda rol alacağız” ifadelerini kullandı.

MÜSLİM’İN AÇIKLAMASI

Diğer taraftan, PYD/SDG’nin üst düzey isimlerinden Salih Müslim, geçtiğimiz günlerde SDG’nin ‘silah bırakmayacağını ve teslim olmayacağını’ belirten bir açıklama yaptı. İki terör elebaşının çelişen ifadeleri, örgütün Şam yönetimiyle görüşmeleri zaman kazanmak ve Türkiye’nin olası operasyonlarına karşı siyasi bir kalkan oluşturmak amacıyla kullandığına dair yorumlara yol açtı.

MEKTUP İDDİASI

Son günlerde öne çıkan bir başka iddia ise, terör örgütü PKK/PYD’nin sözde dış ilişkiler biriminin, terör elebaşı Abdullah Öcalan‘a gönderdiği iddia edilen bir mektup ile ilgili. Uzun ve dolambaçlı ifadelerin yer aldığı mektupta, PKK/YPG’nin “silahlı mücadeleden vazgeçmeyeceği” vurgulanıyor. PYD/SDG sözcülerinden Salih Müslim, SDG’nin silah bırakmayacağını ve teslim olmayacağını belirtmesi de Türkiye’yi oyalama taktiği olarak değerlendiriliyor.

“SİLAH BIRAKMAZLAR!”

Sahadaki durumu değerlendiren Güvenlik Uzmanı Ünal Atabay, terör örgütünün silah bırakmak istemediğini belirterek, “Nihai hedefleri, silahlı yapılanmayı koruyarak bölgedeki varlıklarını meşrulaştırmak. SDG, bir yandan Şam ile masa başında uzlaşma ararken, diğer yandan ABD ile stratejik ortaklığını sürdürüyor ve ideolojik bağlarını korumaya çalışıyor. ABD, SDG üzerindeki nüfuzunu koruyarak hem IŞİD ile mücadele ettiğini iddia ediyor hem de İsrail’in uzun vadeli planlarına zemin hazırlıyor. İsrail, haritalara yansıyan ‘Davut Koridoru’ hayali ile hem Suriye’yi parçalama hem de Türkiye’yi kuşatma stratejisini açıkça sergiliyor. Türkiye, milli güvenliğini tehdit eden bu karmaşık yapıyı bertaraf etmek için gerektiğinde askeri operasyon düzenlemeli.”

Emekli Tuğgeneral-Stratejist Hüseyin Fazla: “ABD, terör örgütü SDG’nin federatif bir yapıda olmasını istiyor. ABD, Suriye sahasında SDG ile hareket ediyor.”

“KARARLILIKLA MÜCADELE”

Kamuoyu Araştırmacısı Volkan Tebrizci, PYD/SDG terör yapılanmasının Türkiye’ye yönelik doğrudan bir tehdit olduğunu vurgulayarak, “Terör örgütünün ‘silah bırakmayacağı’ ve Şam ile entegrasyon adı altında bir süre beklemede kalacağı aşikar. Türkiye, terör örgütleri PKK, YPG, PYD ve SDG’ye karşı ulusal güvenliğini temin etmek ve bölgesel istikrarı sağlamak amacıyla mücadelesini kararlılıkla sürdürmeli” dedi.

Exit mobile version