Dünya, Rusya-Ukrayna Savaşı‘nın üçüncü yılına yaklaşırken, barış umudu bir kez daha Türkiye’den doğuyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, göreve geldiği günden bu yana kriz çözümünde önemli bir aktör haline geldi ve hem Moskova hem de Kiev ile doğrudan temaslarını sürdürerek, savaşı sona erdirmek için diplomatik köprüler inşa ediyor.
Savaşın ilk dönemlerinde, Türkiye’nin öncülüğünde Antalya ve İstanbul’da yapılan görüşmeler, barışa dair ilk somut adımları attı. Ayrıca, Türkiye ve Birleşmiş Milletler iş birliğiyle imzalanan Karadeniz tahıl anlaşması, milyonlarca insanın gıda krizinden korunmasına yardımcı oldu. Bu gelişmeler, Türkiye’nin uluslararası arenada “güvenilir aktör” imajını güçlendirdi.
Hakan Fidan, görevi devraldıktan kısa bir süre sonra İsviçre‘de düzenlenen Ukrayna Barış Zirvesi‘ne katılarak, “Barışın kaybedeni olmaz” mesajını global ölçekte duyurdu. Bu durum, Türkiye’nin sadece bölgesel değil, küresel barış inşasında da merkezi bir rol oynadığını gösterdi. Türkiye, bu adımlarla dünya diplomasisinin merkezi haline geldi.
21 Ekim 2024 tarihinde, Bakan Fidan Ukraynalı mevkidaşı Andriy Sibihayı Başkent’te ağırladı ve barış için müzakere çağrısını yineledi. Ayrıca, daha önce Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Ankara’da bir araya gelerek, barış müzakerelerine zemin oluşturacak girişimleri masaya yatırdı.
Fidan, Türkiye’nin hem NATO üyesi hem de taraflarla doğrudan diyalog kurabilen tek ülke olduğunu vurguladı ve Türkiye’nin “arabulucu, kolaylaştırıcı ve ev sahibi” rolünü üstlenmeye hazır olduğunu ifade etti.
Bakan Fidan, kritik isimlerle barış için sürekli görüşmeler gerçekleştirerek, telefon diplomasisi trafiğini artırdı. Haziran ayında İstanbul’da yapılan görüşmelerde Rusya ve Ukrayna heyetleri, Türkiye’nin arabuluculuğunda bir araya geldi. Fidan, görüşmeler sonrası tarafların masada olmasının büyük bir kazanım olduğunu ve sürecin devam edeceğini belirtti.
Bugün, Türkiye, Hakan Fidan’ın liderliğinde yürütülen diplomasi ile Rusya ve Ukrayna arasındaki barış sürecinde kritik bir rol oynamaya devam ediyor. Türkiye’nin arabuluculuk çabaları, diplomasinin gücünün somut bir göstergesi olarak uluslararası gündemdeki yerini koruyor.
