Kentlere Göç Baskısı: Nuh Tufanı’nın İzleri Tekrar Gün Yüzüne Çıkıyor
Yeni bir rapor, iklim değişikliklerinin kentlere yönelik göç baskısını artıracağını ve bu durumun altyapı açısından hazır olmayan şehirleri zor bir mücadeleye sokacağını ortaya koyuyor. Prof. Dr. Levent Kurnaz ve Prof. Dr. Tuba Bircan tarafından hazırlanan IPCC Altıncı Değerlendirme Raporu, kentleşme ile ilgili beklenen krizlerin boyutlarını gözler önüne seriyor. Raporda özellikle Karadeniz bölgesindeki heyelanlar ve deniz seviyesindeki yükselişin yerleşim alanları ile tarım arazileri üzerindeki etkileri ele alınıyor. Deniz bilimcilerin tarihsel verileriyle uyumlu bir şekilde hazırlanan bu rapor, kentlerimizin geleceği için endişe verici bulgular içeriyor.

CİDDİ TOPRAK KAYIPLARI
Karadeniz kıyılarındaki sel, taşkın ve heyelan olaylarına dikkat çeken raporda şunlar vurgulanıyor: “Kuzey kıyısı, tarihsel olarak deniz seviyesi değişimleri, fırtına kaynaklı aşırı yağışlar ve küçük havzalı akarsuların ani tepkileri nedeniyle sık sık sellerin ve kıyı erozyonunun yaşandığı bir bölgedir. Yüksek çözünürlüklü iklim modellemeleri ve kıyı gerileme simülasyonları, Karadeniz kıyılarının gelecek on yıllarda ciddi kayıplarla karşı karşıya kalacağını göstermektedir. Deniz seviyesi yükselmesine bağlı olarak, 0,5 metrelik bir artışta kıyıların yüzde 56’sında plaj genişliğinin yüzde 50’si kadar gerileme beklenmektedir. 1 metrelik yükselme durumunda bu oran yüzde 51’e ulaşmakta ve birçok plaj tamamen kaybolma riskiyle karşı karşıya kalmaktadır.”
TEHLİKE ALTINDAKİ YERLER
Prof. Dr. Yaşar, Karadeniz’deki taşkınların tarihsel seyri hakkında şu bilgileri paylaşıyor: “Şu anda küresel ısınma sürecindeyiz. Bu durum 9 bin 600 yıldır devam ediyor. 18 bin yıl önce deniz seviyesi bugüne göre 120 metre daha aşağıdaydı. Örneğin Gökçeada ve Bozcada, Anadolu’nun bir parçasıydı. Şu anda ise tüm dünyada deniz seviyesinde ortalama 3 milimetre yükseliş var. Bu rakam Karadeniz’de ise 6,6 milimetreye kadar yükseliyor. Binlerce yıl önce de Karadeniz’deki yükseliş, dünyanın diğer bölgelerinin üzerindeydi. Tarihteki Nuh Tufanı’nın da arkasında, aslında Karadeniz’deki bu yükseliş yer alıyordu.”

EFSANELERE KAYNAK OLDU
Prof. Dr. Yaşar, dünyanın çeşitli bölgelerinde 600’ün üzerinde Nuh Tufanı anlatısının bulunduğunu hatırlatarak şunları ekliyor: “Örneğin Ege’deki Midilli Adası, o dönemde Anadolu’nun bir uzantısıydı. Deniz yükselmeye başlayınca anakaradan ayrıldı. Sular 9 bin 600 yıl önce müthiş bir şekilde yükseliyor. Bu yükseliş Ege’de, Akdeniz’de günümüzden 10 kat daha fazlaydı. Nuh’un Gemisi’nin özellikle Karadeniz’de aranmasının sebebi de oradaki yükselişin günümüze kıyasla 25 kat fazla olmasıydı. Nuh Tufanı’nın sebebi esas olarak Karadeniz’deki yükselişle açıklanıyor. İnsanlar güneye göç etmek zorunda kaldılar. Bu durum sadece bizim kıyılarımızda yaşanmadı. Karadeniz’in kuzeyindeki ve batısındaki kıyılarda da benzer olaylar yaşandı. Romanya ve Bulgaristan’da insanlar arayışa girdiler.”
SEL YATAĞINA DİKKAT
Prof. Dr. Yaşar, tarih boyunca insanların deniz taşkınları karşısında çareler aradığını hatırlatarak, “Şehirler planlanırken, böyle durumlar için bina kotlarının yüksek tutulması gerekiyor. Göç baskısını önlemek için çarpık kentleşmenin önüne geçilmesi şarttır. Geçenlerde Foça’da yaşanan sel bunun örneğidir. Sel yataklarına yapılaşma durumlarında bu tür sorunlarla karşılaşıyoruz. Bir yerde sel yatağı gördüğümüz zaman, orada yeniden sel olacağını bilmeliyiz.”


