Küba ve Venezuela Arasındaki İstihbarat Dayanışması: Karayipler’de Yeni Gelişmeler
ABD’nin Karayipler’de Venezuela’ya ait kargo gemilerini “kaçakçılık operasyonu” gerekçesiyle hedef alması, Latin Amerika’da istihbarat işbirliğini güçlendirdi. Küba ve Venezuela, Bejucal ve Lourdes sinyal istihbarat merkezlerini ortak kullanarak, ABD donanmasının faaliyetlerini yakından izlemeye başladı. Washington’ın özel kuvvetler istihbarat gemisi MV Ocean Trader üzerinden yürüttüğü operasyonlar, bölge ülkeleri tarafından “deniz egemenliğine yönelik bir saldırı” olarak değerlendiriliyor. Karayipler’deki sinyal trafiği, 2000’lerin başından bu yana en yoğun seviyesine ulaşmış durumda.

ÜS YILLAR SONRA AÇILDI
Washington’ın Karayip sularındaki son askeri ve istihbarat faaliyetleri, bölge ülkelerini yeni bir Soğuk Savaş dinamiğine sürüklüyor. Küresel istihbarat yayın organı Intelligence Online’ın bilgilerine göre, Küba’daki Bejucal sinyal istihbarat üssü, Havana ve Caracas arasında yeni bir ortak operasyon merkezi haline gelmiş durumda. Ayrıca, ülke sınırları içindeki Lourdes istihbarat gözlem üssü de uzun bir aradan sonra yeniden faaliyete geçti. Küba’nın Dirección de Inteligencia servisi, Venezuela’nın SEBIN ve DGCIM kurumları ile birlikte ABD donanmasının Karayipler’deki hareketlerini anlık olarak izliyor. Sinyal istihbarat üssünde, Rusya’dan temin edilen ve bazı özellikleri “ulusal teknolojik sır” olarak kabul edilen izleme ve karşı istihbarat sistemleri bulunuyor. Bu üssün hedefi ise özel askeri donanım ve personele sahip bir gemi.
DENİZLERDE İSTİHBARAT SAVAŞI
Latin ülkeleri arasındaki istihbarat koordinasyonunun bir diğer nedeni ise ABD Özel Kuvvetler İstihbarat Gemisi MV Ocean Trader’ın Karayipler’de devriye gezmeye başlaması. Bu gemi, ABD’nin deniz özel harekat timleri olan SEAL komandolarını ve insansız sistemleri taşımakta. Geminin, Venezuela açıklarında “gizli gözetim ve sabotaj” görevleri için kullanıldığı belirtiliyor. Pentagon ise bu iddiaları henüz yalanlamadı. Yapılan açıklamada, “Tüm Karayip operasyonlarının ulusal güvenlik çerçevesinde sürdüğü” belirtilirken, Küba ve Venezuela bu faaliyetleri “deniz egemenliğine yönelik açık bir ihlal” olarak tanımlıyor.

ABD’NİN BASKISI ARTIYOR
ABD Başkanı Donald Trump‘ın ikinci döneminde Latin Amerika’ya yönelik askeri ve siyasi baskılar giderek artış göstermekte. Trump, Panama Kanalı’nın yeniden ABD kontrolüne geçmesi gerektiğini savunarak, 2024 başında Kanal’ın Çin şirketleri tarafından işletilmesini “ulusal tehdit” olarak nitelendirdi. Aynı dönemde, CIA‘ya “öldürücü deniz operasyonları” için özel yetkiler verildi ve Karayipler’e 10 savaş gemisinden oluşan bir filo gönderildi. Bu gemilerden beşinin Tomahawk füze kapasitesine sahip olduğu da ortaya çıktı. Trump, Kolombiya üzerinden Venezuela’ya ekonomik ve siyasi ambargo uygulamaya da devam ediyor.
DÖRT ÜLKE TEPKİLİ
Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, ABD saldırısına karşılık olarak Karayip Denizi’nde büyük çaplı tatbikatlar başlattı. Tatbikatlara hava kuvvetleri ve denizaltı birimleri de dahil edildi. Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, ABD’nin saldırılarını “Latin Amerika’nın egemenliğine yönelik bir provokasyon” olarak değerlendirdi. Panama Cumhurbaşkanı José Raúl Mulino ise, ABD’nin Kanal üzerindeki tehditlerine karşı “egemenlik devredilemez” açıklamasında bulundu. Havana, Bejucal ve Lourdes istasyonlarını aktif hale getirerek elektronik izleme kapasitesini artırdı. Bölgesel kaynaklar, Karayipler’de şu anda aktif sinyal trafiğinin 2000’lerin başından bu yana en yoğun seviyede olduğunu bildiriyor. Latin Amerika tarihinde ilk kez “ABD dışı bölgesel bir istihbarat dayanışması” yaşanıyor.
Kaynak: Web Özel


