Teknoloji

Sesli Dublaj Devrimi: Kiminle Konuştuğunuzu Biliyor Musunuz?

Hollywood, yapay zeka destekli platformlar konusunda ciddi endişeler taşıyor. Ünlü oyuncu Scarlett Johansson, izinsiz olarak kendi sesinin kullanılması üzerine yasal işlem başlatmıştı.

Tom Hanks ve merhum efsane oyuncu Robin Williams gibi birçok ünlünün sesi, yapay zeka projelerine dahil edildi. Müzik endüstrisi de benzer bir belirsizlik içinde. Yapay zeka ile üretilen şarkılar, etik ve telif hakları tartışmalarını alevlendiriyor.

Tüm bunların yanı sıra, dolandırıcılık vakalarındaki artış en çarpıcı tabloyu ortaya koyuyor. Son iki yılda yapay zeka kullanarak gerçekleştirilen sesli dolandırıcılıklarda dünya genelinde artışın %300’ü aştığı belirtiliyor. İtibar suikastı ve sahte röportaj gibi tehditler de hızla yayılıyor.

2025’in ilk aylarında birçok ülke, “ses klonlama” yoluyla gerçekleştirilen vakalar nedeniyle alarm durumuna geçti. Hukuk dünyası, bu yeni dönemin getirdiği riskleri tartışmaya açmış durumda. Biz de Bilişim Hukukçusu Avukat Nazlı Turhan ile “deepfake” ve “hibrit eser” kavramları üzerinden teknolojinin yasalarla nasıl kesiştiğini konuştuk.

Fotoğraf: Getty[Fotoğraf: Getty]

Eğer ses taklidi yoluyla dolandırıcılık suçu işlendiyse, Türk Ceza Kanunu çerçevesinde savcılığa suç duyurusunda bulunmak gerekiyor. Ayrıca, itibar zedeleme, siyasi manipülasyon veya kimlik hırsızlığı gibi farklı suçlarla karşılaşıyorsanız, her bir fiilin amacını belirleyip ona göre hukuki ve cezai adımlar atmalısınız.

Bilişim Hukukçusu Avukat Nazlı Turhan

Deepfake Nedir, Nasıl Tanımlanır?

Teknik açıdan sahte içeriklerin tespiti her geçen gün zorlaşıyor. Nazlı Turhan, yapay zeka temelli ses ve görüntü manipülasyonlarını “deepfake” kavramı üzerinden açıklıyor:

“Deepfake, derin öğrenme (deep learning) teknolojisiyle orijinal verinin manipüle edilerek yeni bir verinin ‘gerçekmiş’ gibi üretilmesi anlamına geliyor. Henüz sadece deepfake’i düzenleyen özel bir yasamız yok, fakat KVKK, TCK ve MK gibi kanunlarımız, vaka bazlı olarak deepfake içeriklere de uygulanabiliyor. Yasal çerçeveyi belirlemede, deepfake olarak adlandırılan verinin amacının ne olduğu büyük önem taşıyor.”

Göz kırpma hareketindeki senkron kaymaları ya da arka planın yapay duruşu gibi ipuçları, bazen deepfake videolarında fark edilebiliyor. Ancak ses için bu tür ipuçları genellikle daha belirsiz. Turhan, “İnsan duyusu artık yanılamayacak kadar gerçek seslerle karşılaşıyor. Bunun için büyük teknoloji şirketlerinin geliştirdiği özel tespit yazılımlarına ihtiyaç var. Ancak %100 kesin bir tespit yöntemi henüz yok” diyor ve ekliyor:

“Bu nedenle, özellikle internet üzerinden yayılan video ve ses kayıtlarına karşı temkinli yaklaşmak, karar alırken sadece bu tür içeriklere güvenmemek büyük önem taşıyor.”

Fotoğraf: Getty[Fotoğraf: Getty]

Sesin İzinsiz Kullanımında Hangi Haklar İhlal Ediliyor?

Teknoloji ilerledikçe kişiye ait ses verilerinin izinsiz kullanımı daha fazla gündeme geliyor. Turhan’a göre burada temel dayanak, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK). Zira izinsiz ses kaydı, kişinin kimliğinin belirlenmesini sağlıyorsa “biyometrik veri” kabul edilebiliyor. Bu durum, özel nitelikli kişisel veri sınıfına girdiğinden ciddi yaptırımları beraberinde getiriyor. Turhan, konuyu şöyle açıklıyor:

“Ses verisini, sahibine atfedilme amacıyla mı yoksa başka bir amaçla mı işliyoruz? Eğer kimliği belirlenebilir bir kişiden bahsediyorsak, bu veriyi izinsiz işlemek KVKK kapsamında cezai ve idari yaptırımlara sebep olabilir. Burada verinin işlenme amacı ve hukuka aykırılık boyutu, hangi kanunun ne şekilde uygulanacağını belirliyor.”

Ünlülerin Sesi ve Telif Hakları

Ünlülerin sesinin taklit edilmesi meselesi, yalnızca kişisel verilerin korunmasıyla sınırlı kalmıyor; fikri mülkiyet hukuku da devreye giriyor.

Turhan, “Örneğin, ünlü bir pop yıldızının ses verisini kullanarak bir şarkı üretmek, açıkça telif hakkı ihlalidir. O kişinin sesinden kazanç sağlandıysa bu daha da net ortaya çıkar” diyor. Nitekim Scarlett Johansson’un sesinin ChatGPT gibi platformlarda kullanıldığı iddiaları, OpenAI ve CEO’su Sam Altman’la hukuki bir süreci beraberinde getirmişti.

“Bu süreçte ünlü isimler, seslerinin ticari kullanımlarına dair rızalarının olmamasını gerekçe göstererek dava açıyorlar. Fikri mülkiyet hukukunda, sesin de sanatçının özgün bir unsuru olduğu kabul ediliyor” diye ekliyor Turhan.

Dolandırıcılıktaki Hızlı Yükseliş: Mağdurlar Ne Yapabilir?

Sahte röportajlar, kimlik avı girişimleri ve hatta yakın akrabaları taklit ederek para talep eden telefon dolandırıcıları… Yapay zeka, bu alanları da bambaşka bir boyuta taşıdı. Turhan, mağdurların kanuni yollarını şöyle özetliyor:

“Eğer ses taklidi yoluyla dolandırıcılık suçu işlendiyse, Türk Ceza Kanunu çerçevesinde savcılığa suç duyurusunda bulunmak gerekiyor. Ayrıca, itibar zedeleme, siyasi manipülasyon veya kimlik hırsızlığı gibi farklı suçlarla karşılaşıyorsanız, her bir fiilin amacını belirleyip ona göre hukuki ve cezai adımlar atmalısınız.”

Fotoğraf: Getty[Fotoğraf: Getty]

Ancak yine de yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Yapay zekanın hukuk alanında yarattığı boşluklar, dünyanın pek çok ülkesinde sıcak bir gündem maddesi. ABD’de federal düzeyde bir yasanın gerekliliği tartışılırken, İngiltere telif haklarına dair yeni bir yasa önerisiyle gündeme gelmişti. Yapay zeka şirketlerinin makine öğrenimi aşamalarında başkalarına ait verilerin kullanılabileceğine dair önerisi büyük tepki aldı. Aralarında Yusuf İslam (Cat Stevens), Annie Lennox, Damon Albarn ve Kate Bush gibi isimlerin yer aldığı 1000’den fazla sanatçının “sessiz albüm” protestosu da bu tartışmaların bir parçası haline geldi.

Albümde bulunan 12 şarkı ismi ardı ardına okununca bir protesto söylemini ifade ediyor.
“The, British, government, must, not, legalise, music, theft, to, benefit, AI, companies”

Nazlı Turhan’a göre küresel ölçekte ortak bir regülasyona duyulan ihtiyaç giderek artıyor:

“Sanat evrensel bir olgu ve yapay zeka dünyasında da evrensel korumalar gerektiriyor. Geleneksel eser tanımını olduğu gibi korumak mümkün olmayabilir. Fakat hukukun her iki tür üretimi de (insan eliyle üretilen ve yapay zeka destekli) koruyabileceği şekilde hibrit bir modele geçmemiz şart.”

Hibrit Eser Kavramı: Teknoloji ve Sanatın Buluşma Noktası

Yapay zeka konusunda uzman Nazlı Turhan, yeni bir tanım olan “hibrit eser” kavramını hukuk ve sanat dünyasına kazandırmaya çalışıyor.

“Mevcut konvansiyonel eser kavramı yerine, insan ile makine öğrenmesi teknolojilerinin harmonize edilerek yaratıldığı ürünler için ‘hibrit eser’ tanımını öneriyoruz. Bu, hem sanat dünyasına hem de hukuk dünyasına yeni bir bakış açısı kazandırabilir. Yalnızca insan eliyle değil, insan ile makine öğrenmesi teknolojilerinin birlikte geliştirdiği ürünler, hibrit eser olarak tanımlanabilir ve hukukun koruma alanına girebilir.”

Teknolojinin sunduğu fırsatlar ve yarattığı riskler dengede tutulduğunda, “sesli dublaj çağı” hepimizin yaşamını kolaylaştırmaya aday. Ancak bu çağın sunduğu avantajlar, sağlam bir etik çerçeve ve etkin yasal düzenlemelerle desteklenmezse, büyük tehlikelere de kapı aralayabilir.

World EDU Türkçe Editör

General Editor - Soru ve Eleştirileriniz için İLETİŞİM kısmından bağlantı kurabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu