Rivian, otonom sürüşte vites yükseltiyor: Large Driving Model ve R2 ile yeni dönem
Kafeteryadaki servis robotu, Rivian’ın Palo Alto ofisinde soğuk kahve dolu rafların arasında gezinirken aniden durdu. Ekranında sarı renkte yanıp sönen “I’m stuck” uyarısı, etraftan birinin gelip onu kenara çekmesine neden oldu. Rivian’ın geliştirdiği bir robot değildi; ancak bu küçük aksaklık, şirketin o gün tanıttığı teknoloji için de önemli bir hatırlatmaydı: otonom sürüş hâlâ son derece zor bir problem.
Rivian’ın otonomi yarışında yeni dönem
Rivian, düzenlediği “Autonomy & AI Day” etkinliğinde, elektrikli araçlarını kendi kendine sürebilecek bir seviyeye taşımayı hedefleyen yeni otonom sürüş stratejisini anlattı. Şirket, önceki kural tabanlı sürücü destek sistemini terk ederek, Tesla’nın Full Self-Driving (Supervised) yaklaşımına benzer biçimde uçtan uca (end-to-end) bir yapay zeka mimarisine geçmiş durumda.
Large Driving Model ile ilk sürüş deneyimi
Rivian’ın yeni Large Driving Model (LDM) yazılımını deneyimlemek için 2025 model bir R1S SUV ile şirket kampüsü çevresinde 15 dakikalık bir test sürüşüne çıkıldı. Araç, bu rota boyunca büyük ölçüde kendi kendine ilerledi; ancak sistemin hâlâ gelişme aşamasında olduğu bazı anlarda açıkça görüldü.
R1S, virajlı bir yolda ilerlerken bir Model S önünde yavaşlayıp rakip markanın ofisinin otoparkına dönmek üzereyken, Rivian’ın sistemi bu durumu fark edip sert bir fren gerçekleştirdi. Direksiyondaki Rivian çalışanı, müdahale etmeye hazır şekilde pedallara yaklaşmıştı.
Sürüş sırasında gerçek anlamda bir kez devre dışı kalma (disengagement) yaşandı. Ağaç budama çalışmaları nedeniyle tek şeride düşen bir bölümden geçilirken, direksiyondaki çalışan kontrolü devralmayı tercih etti. Küçük hatalar olsa da, test alanındaki diğer araçlarda da benzer müdahale gerektiren anlar gözlemlendi.
Tüm bunlara rağmen, henüz son kullanıcıya sunulmaya hazır olmayan bir yazılım için performans dikkat çekiciydi. Araç; trafik ışıklarında durdu, kavşaklarda dönüşleri tamamladı, hız kesme kasislerine yaklaşınca yavaşladı ve bunu yaparken geleneksel sistemlerdeki gibi önceden yazılmış kural setlerine değil, veriden öğrenen yapay zeka modeline dayandı.
2021’de başlayan sessiz rota değişimi

Rivian CEO’su RJ Scaringe, şirketin eski nesil sürücü destek teknolojisini şöyle özetliyor: Eski sistem tamamen deterministikti; araç ne yaparsa yapsın, bunun arkasında insanlar tarafından yazılmış katı bir kontrol stratejisi vardı.
2021’de, transformer tabanlı yapay zeka modellerinin hızlı yükselişini gören Scaringe, ekibi sessizce yeniden yapılandırdıklarını ve “yapay zeka odaklı bir dünyaya uygun, sıfırdan bir otonom sürüş platformu” tasarlamaya başladıklarını anlatıyor. Rivian ekibi uzun süre kapalı kapılar ardında çalıştıktan sonra, tamamen yeni yazılım mimarisini 2024’te, ikinci nesil R1 araçlarıyla birlikte devreye aldı. Bu araçlarda, hesaplama gücü için Nvidia Orin işlemciler kullanılıyor.
Scaringe’e göre asıl sıçrama, filodan toplanan verinin hacmi büyüdüğünde gelmeye başladı. Gerçek kullanıcıların günlük sürüşlerinden elde edilen görüntü ve sensör verileri, LDM’yi hızla eğiterek daha yetenekli hale getiriyor.
“Universal Hands-Free” ve 2026 yol haritası
Rivian, Large Driving Model sayesinde, çok kısa sürede büyük miktarda filo verisi işleyerek 2026 başında “Universal Hands-Free” adını verdiği yeni bir yeteneği devreye almayı hedefliyor. Şirketin planına göre bu özellik sayesinde sürücüler, ABD ve Kanada’daki 3,5 milyon mil uzunluğundaki, yol çizgileri belirgin olan yollarda ellerini direksiyondan çekebilecek.
2026’nın ikinci yarısında ise Rivian, tüketiciye dönük “uçtan uca (point-to-point) sürüş” özelliğini sunmayı amaçlıyor. Bu, test sürüşünde deneyimlenen; aracın A noktasından B noktasına, şehir içi karmaşık manevralar da dahil olmak üzere, rotayı büyük ölçüde kendi başına tamamladığı senaryonun kullanıcı versiyonu olacak.
‘Eyes off’tan ‘hands off’a: R2 ile yeni donanım geçişi
Rivian, 2026 sonuna kadar piyasaya süreceği daha küçük ve nispeten daha uygun fiyatlı R2 SUV ile yeni bir safhaya geçmeyi planlıyor. Şirket, bu modelde Nvidia çiplerini bırakıp, etkinlikte tanıttığı özel geliştirilmiş otonomi bilgisayarına geçecek. Bu bilgisayara eşlik eden lidar sensörü ile birlikte Rivian, sürücülerin hem ellerini hem de gözlerini yoldan ayırabildiği bir seviyeye yaklaşmak istiyor.
Ancak bu geçiş, kısa vadede önemli bir zorluk barındırıyor. R2 satışa çıktığında, yeni otonomi bilgisayarı ve lidar donanımı henüz hazır olmayacak. Yani “eyes off” seviyesini isteyen müşteriler, birkaç ay beklemek zorunda kalacak. Öte yandan R2, Rivian için kritik bir ürün; zira ilk nesil araçların satışlarında yaşanan gerileme sonrasında şirketin yeniden ivme kazanması bu modelin başarısına bağlı.
Scaringe, teknoloji bu kadar hızlı ilerlerken bir miktar donanım eskimesinin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor ve müşterilere karşı şeffaf olmayı tercih ettiklerini söylüyor. İlk aylarda satılacak R2’ler, yine yeni yazılım mimarisine dayalı “point-to-point” sürüş özelliğine sahip olacak, yani eller serbest (hands-off) sürüş mümkün olacak; ancak sürücünün yolu takip etmesi, yani gözlerin yolda kalması gerekecek.
Scaringe, bu geçiş dönemini şöyle özetliyor: İlk dokuz ayda R2 alan müşteriler, daha sınırlı otonom kabiliyetlere sahip bir versiyonu kullanacak. Kimileri için bu büyük bir fark yaratacak ve beklemeyi seçecek; kimileri ise “en yeni teknolojiyi hemen” isteyip daha sonra aracı yenilemeyi tercih edebilecek. Şirket, R2 için güçlü bir ön talep olduğunu ve bu nedenle zamanlama konusunda açık davranarak kararı müşterilere bıraktığını belirtiyor.
Scaringe, ideal senaryonun araç ve otonomi platformu takvimlerinin tam uyumlu olması olduğunu; ancak pratikte bu iki zaman çizelgesinin tam örtüşmediğini kabul ediyor.
Rivian’ın seviye 4 hayali: Araziye kadar otonom, kayaya kadar değil
Scaringe, yıllar önce verdiği bir röportajda, Rivian araçlarının bir gün o kadar yetenekli hale gelmesini istediğini söylemişti ki; bir doğa yürüyüşüne çıktığınızda, farklı bir noktada biten parkurun sonuna aracınızın kendiliğinden gelip sizi almasını sağlayabilin. O dönemde kulağa fazlasıyla iddialı gelen bu senaryo, Rivian’ın macera odaklı marka kimliğiyle uyumlu bir vizyon olarak öne çıkmıştı.
Bugün ise Scaringe, bu tür bir kullanım senaryosunun önümüzdeki birkaç yıl içinde hala mümkün olduğuna inanıyor; ancak bunun gerçekleşmesi için öncelikle, daha yetenekli R2 platformunun piyasaya çıkması ve gerçek koşullarda kapsamlı şekilde test edilmesi gerekiyor.
Şirketin odağı, orta vadede seviye 4 otonomiye yaklaşmak. Bu noktaya gelindiğinde, Large Driving Model, şerit çizgileri gibi kılavuz özelliklerin olmadığı daha zorlu yol tiplerinde de eğitilmiş olacak. O zaman soru, Scaringe’in de ifade ettiği gibi, “operasyonel tasarım alanı (ODD) nedir?” haline gelecek. Yani sistem tam olarak hangi yol ve ortam türlerinde devrede olacak?
Scaringe, stabil toprak yolların ve nispeten hafif off-road parkurlarının bu çerçeveye rahatlıkla dahil edilebileceğini, ancak aşırı kayalık, teknik kaya tırmanışı (rock crawling) rotalarının öncelikleri arasında olmadığını açıkça belirtiyor. Şirket, bir Rivian’ın belirli bir noktaya kadar kendi kendine gidip sizi yürüyüş başlangıcına veya bitişine bırakmasını hedefliyor; ancak dik kaya duvarlarına tırmanan tamamen otonom bir araç, en azından şimdilik, planlar arasında değil.
Sonuç olarak Rivian, özel otonomi çipi, lidar entegrasyonu ve Large Driving Model ile otonom sürüş yarışında iddialı bir sayfa açıyor. Ancak hem test sürüşlerinde görülen müdahale gerektiren anlar hem de donanım-yazılım takvimlerinin uyumsuzluğu, şirketin önünde hala önemli bir mühendislik ve ürün planlama sınavı olduğunu gösteriyor.






