Tensor9, Yazılımları Dijital İkizlerle Her Ortama Taşıyor

Şirketler, yeni yazılımlara ve yapay zeka araçlarına erişim istiyor ancak hassas verilerini üçüncü taraf yazılım hizmeti sağlayıcılarına göndermeye risk almak istemiyor. Tensor9, yazılım şirketlerinin daha fazla kurumsal müşteri kazanmasına yardımcı olmak amacıyla, yazılımlarını doğrudan müşterilerinin teknoloji altyapısına entegre etmeyi hedefliyor.
Tensor9, bir yazılım sağlayıcısının kodunu, müşterinin teknik ortamına uygun formatta dağıtılmasını sağlamak için dönüştürüyor. Ardından, dağıtılan yazılımın dijital bir ikizini oluşturarak, müşterilerine yazılımın kendi ortamlarında nasıl çalıştığını izleme imkanı sunuyor. Tensor9, yazılımları bulut ortamlarından fiziksel sunuculara kadar her türlü altyapıya entegre edebiliyor.
Tensor9’un kurucu ortağı ve CEO’su Michael Ten-Pow, TechCrunch’a yaptığı açıklamada, Tensor9’un yazılımları herhangi bir ortama transfer edebilme yeteneği ve dijital ikiz teknolojisini uzaktan izleme amacıyla kullanmasının, kendilerini Octopus Deploy veya Nuon gibi diğer şirketlerden ayırdığını belirtti. Bu şirketler de yazılımları müşterilerin ortamlarına entegre etmeye yardımcı oluyor.
Ten-Pow, “Bir yazılımı basitçe dışarı fırlatamazsınız; bu oldukça zor bir süreç. Bu durumda ne olup bittiğini takip edebilmek, sorunları bulup çözmek zorlaşıyor,” dedi. “Müşterilerimiz, yazılımlarını çalışırken izleyebiliyor, hata ayıklama yapabiliyor ve sorunları anlayarak çözebiliyorlar.”
Ten-Pow, yapay zekanın yükselişiyle birlikte Tensor9’un teknolojisinin doğru zamanda ortaya çıktığını vurguladı. Şirketler ve finansal kurumlar yapay zeka teknolojilerini benimsemek istiyor ancak verilerini üçüncü taraflara göndermeye risk almak istemiyorlar.
Ten-Pow, “Bir kurumsal arama sağlayıcısı, örneğin J.P. Morgan’a gidip, ‘Hey, sizin altı petabaytlık verinize erişim ihtiyacım var, böylece iç çalışanlarınız şirket verileriyle etkileşimde bulunabilir,’ diyemez. Bu imkansız,” dedi.
Ten-Pow, eski bir AWS mühendisi olarak Tensor9’un kuruluşuna giden yolun “uzun ve dolambaçlı” olduğunu ifade etti. Şirket fikrini geliştirmeye çalışırken, yazılım sağlayıcılarının SOC 2 sertifikasını almak için daha kolay bir yol bulma arayışında olduğunu belirtti.
Bu süreçte, müşterilerle yaptığı görüşmelerde, şirketlerin aslında yazılımlarının kendi teknolojik ortamlarında çalışmasını istediklerini keşfetti. Ancak birçok yazılım şirketinin, özellikle de yeni kurulanların, her bir kurumsal müşteri için özel bir on-premise seçeneği sunacak kaynakları bulunmuyor.
Bu anlayış, 2024 yılında Ten-Pow tarafından kurulan Tensor9’un temelini oluşturdu. Yılın ilerleyen dönemlerinde, eski AWS meslektaşları Matthew Michie ve Matthew Shanker’i de kurucu ortak olarak yanına aldı.
Şirket, sesli yapay zeka firmalarıyla hızlı bir başlangıç yaptı. O zamandan beri, kurumsal arama, kurumsal veritabanları ve veri yönetimi gibi diğer alanlarda da çalışmaya başladı. Şu anda 11x, Retell AI ve Dyna AI gibi yapay zeka şirketleriyle iş birliği yapıyor.
Tensor9, ilk yılını kendi kaynaklarıyla geçirdi ve son olarak Wing VC liderliğinde, Level Up Ventures, Model Ventures’dan Devang Sachdev, NVAngels ve diğer melek yatırımcıların katılımıyla 4 milyon dolarlık bir başlangıç yatırımı aldı. Ten-Pow, yatırımcıları ikna etmenin zor olmadığını, çünkü görüştükleri risk sermayedarlarının portföylerindeki şirketlerin bu tür sorunlarla mücadele ettiğini gördüklerini ifade etti.
“Basit bir modelimiz var ama arka planda bunun gerçekleşmesi için çok fazla karmaşıklık var. Zor teknik zorlukları çözdük,” diyen Ten-Pow, yatırımcıları ikna etmenin kendilerine yardımcı olan bir unsur olduğunu belirtti.
Şirket, bu fonları, yeni nesil teknolojisini geliştirmek ve daha fazla sektördeki müşterilerle çalışabilmek için kullanmayı planlıyor. Ten-Pow, “On-premise’den buluta bir evrim yaşandı ve yazılımın ihtiyaç duyduğu yerde yaşaması ve çalışması gerektiği fikrinin, önceki on-premise ve bulut fikirlerinin bir sentezi olduğunu düşünüyoruz,” dedi.