Şükran Günü’nde Wall Street’in Asıl Draması: Burry vs Nvidia
Şükran Günü’nde detaylarla boğuşurken, ünlü yatırımcı Michael Burry – sinemada The Big Short filmiyle geniş kitlelere tanınan isim – Nvidia başta olmak üzere yapay zeka hisselerine karşı giderek daha agresif bir savaş yürütüyor.
Bu çatışma izlemeye değer, çünkü Burry bu kez gerçekten haklı çıkabilir. Onu diğer AI balonu uyarılarından ayıran nokta, artık geniş bir kitleye seslenmesi ve regülasyon baskısından büyük ölçüde kurtulmuş olması. Yani yalnızca yapay zeka rallisine karşı pozisyon almakla kalmıyor, aynı zamanda binlerce takipçisini de Nvidia’nın abartıldığı ve adeta ‘üzerinde elbise olmayan imparator’ olduğu fikrine ikna etmeye çalışıyor.
Piyasadaki temel soru şu: Burry, yeterince şüphe yaratarak yalnızca Nvidia’yı değil, onunla birlikte bu hikâyenin diğer başrol oyuncuları olan büyük AI şirketlerini de tökezletebilir mi?
Burry’nin Nvidia’ya Yönelik Ağır Suçlamaları
Burry son haftalarda bu kampanyaya adeta tüm gücüyle yüklenmiş durumda. Hem Nvidia hem de Palantir üzerinde açtığı yükselişine karşı opsiyon pozisyonları ile toplamda 1 milyar doların üzerinde düşüş yönlü bir bahis aldığı ortaya çıktı. Bu hamlenin ardından, Palantir’in CEO’su Alex Karp ile kamuoyu önünde sert atışmalar yaşandı.
Burry’nin Nvidia‘ya yönelik iddiaları oldukça somut ve ağır nitelikte:
- Hisse bazlı ücretlendirme nedeniyle şirket ortaklarının toplamda 112,5 milyar dolar zarara uğradığını, bunun da fiili anlamda sahip kazançlarını yüzde 50 azalttığını savunuyor.
- Yapay zeka şirketlerinin muhasebe oyunları yaptığını; özellikle hızla değer kaybeden donanımların amortismanını yavaşlatarak kârlarını olduğundan yüksek gösterdiklerini iddia ediyor.
- Nvidia müşterilerinin, GPU’ların ekonomik ömrünü gerçekte olduğundan daha uzun varsayarak kontrolden çıkan sermaye harcamalarını gerekçelendirdiğini öne sürüyor.
- Yapay zeka donanımına olan talebin önemli bir kısmının, aslında ‘bayiler tarafından finanse edilen müşteriler’ sayesinde dönen döngüsel bir finansman şemasından ibaret olabileceğini söylüyor.
Nvidia Cephesinden Savunma: ‘Hesap Hatalı, Enron Değiliz’
Burry’nin söylemleri o kadar sık alıntılanmaya başlandı ki, Nvidia geçtiğimiz günlerde rekor düzeyde iyi gelen bilançosuna rağmen sessiz kalamadı. Şirketin yatırımcı ilişkileri ekibi, hafta sonunda Wall Street analistlerine yedi sayfalık bir not göndererek iddialara yanıt verdi.
Bu notta, Burry’nin hesaplarının ‘yanlış’ olduğu savunuluyor. Nvidia’ya göre:
- Burry, hisse geri alımlarında RSU vergi kalemlerini yanlış şekilde dahil etti; gerçek geri alım tutarı 112,5 milyar değil, 91 milyar dolar.
- Çalışanlara sağlanan hisse bazlı ödemelerin sektördeki benzer şirketlerle uyumlu olduğu belirtiliyor.
- Ve özellikle altı çizilen nokta: Nvidia’nın, sık sık yapılan benzetmelerin aksine, Enron olmadığı vurgulanıyor.
Michael Burry ise bu savunmaya karşılık, Nvidia’yı Enron’a değil, 1990’ların sonunda aşırı altyapı yatırımlarıyla zirve yapan ve ardından kimsenin aslında o kadar kapasiteye ihtiyacı olmadığı anlaşılınca hisseleri yüzde 75 çöken Cisco’ya benzettiğini söylüyor.
Rekor Piyasa Değeri, Tartışmalı Gelecek
Bugün itibarıyla Nvidia hisseleri, 2023 başından bu yana yaklaşık 12 kat değer kazandı. Şirketin mevcut piyasa değeri 4,5 trilyon dolar seviyesinde ve bu, onu tarihin en hızlı şekilde dünyanın en değerli şirketi haline gelen örneklerinden biri yapıyor.
Öte yandan Burry’nin sicili tartışmalı. 2008 konut krizini aylar öncesinden doğru biçimde öngörmesi, ona haklı bir ün kazandırdı. Ancak sonrasında neredeyse sürekli felaket senaryoları dile getirmesi, eleştirmenlerin ona ‘kalıcı ayı’ (permabear) etiketini yapıştırmasına yol açtı. Onu sorgusuz sualsiz takip eden bazı yatırımcılar, tarihin en büyük boğa piyasalarından bir kısmını kaçırdı.
Örneğin GameStop hisselerine çok erken dönemde girerek isabetli bir hamle yaptı, ancak büyük meme hisse patlamasından önce pozisyonunu kapattı. Tesla‘yı açığa satarken ise ciddi zarar yazdı. Konut balonunu başarıyla öngörmesinin ardından, fonunun uzun süreli zayıf performansı sebebiyle pek çok yatırımcı Burry’nin fonundan çıktı.
Burry’nin Yeni Silahı: Regülasyondan Kurtulmuş Bir Megafon
Bu ayın başında Burry, yatırım şirketi Scion Asset Management‘ın kaydını SEC‘ten sildirdi. Gerekçe olarak, kendisini ‘konuşamaz hale getiren regülasyon ve uyum kısıtlamaları’nı gösterdi ve özellikle sosyal medyada attığı mesajların yanlış yorumlanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Geçtiğimiz hafta sonu ise ‘Cassandra Unchained’ adlı yeni bir Substack bülteni başlattı. Yıllık 400 dolar abonelik ücreti olan bu bülten, Burry’nin kendi ifadesiyle artık tek odak noktası. Amaç; okura, hisse senetleri, piyasalar ve balonlara ilişkin analiz ve projeksiyonlarının, tarihteki tekrar eden kalıplara sıkça atıf yapan bir pencereden adım adım izlenebildiği bir ön cephe koltuğu sunmak.
Burry’nin mesajı şimdiden geniş yankı buldu. Bülten, bir haftadan kısa sürede 90 bin aboneye ulaştı. Bu da şu rahatsız edici soruyu gündeme getiriyor: Burry, kaçınılmaz bir çöküşe işaret eden maden ocağındaki kanarya mı, yoksa ünü, geçmişteki isabetli kehaneti ve artık hiçbir engel tanımayan sesiyle, öngördüğü çöküşü bizzat tetikleyebilecek bir aktör mü?
Tarih Tekerrür Eder mi? Piyasa Şüphecilerinin Gücü
Finans tarihine bakınca bu ihtimal yabana atılır görünmüyor. Ünlü kısa pozisyon yatırımcısı Jim Chanos, Enron‘daki muhasebe sahtekarlığını icat etmedi; ancak 2000 ve 2001’de yaptığı yüksek profilli eleştiriler, diğer yatırımcıların da şirketi sorgulamasına meşruiyet kazandırdı ve çözülüşü hızlandırdı.
Benzer şekilde, fon yöneticisi David Einhorn‘un 2008’de bir konferansta yaptığı detaylı Lehman Brothers eleştirisi, kurumun muhasebe hilelerine dair şüpheleri büyüttü ve güven erozyonunu hızlandırarak çöküşe giden süreci besledi. Her iki olayda da asıl sorunlar gerçekte zaten vardı; fakat güçlü bir platforma sahip güvenilir eleştirmenler, özgüven krizini kendi kendini doğrulayan bir sürece dönüştürdü.
Eğer yeterince yatırımcı, AI altyapısının aşırı şişirildiğine dair Burry’nin tezine inanırsa, satış dalgası başlayabilir. Bu satışlar, Burry’nin ayı tezini rakamlarla doğrular ve daha çok yatırımcının kaçmasına yol açar. Burry’nin her detayda haklı olması gerekmiyor; yeterince ikna edici olması zincirleme bir panik satış sürecini tetikleyebilir.
Kasım ayındaki Nvidia hisse performansına bakıldığında, Burry’nin uyarılarının etkisinin hissedilmeye başladığı yorumları yapılıyor. Ancak tüm yıl geneline bakıldığında, bu etkinin ne kadar kalıcı olduğu hâlâ tartışmalı.
Sonuç: Her Şeyini Kaybedebilecek Olan Nvidia, Kaybedecek Az Şeyi Olan Burry
Bugün için net olan şey, Nvidia’nın kaybedecek çok şeyi olduğu. Şirket, akıl almaz büyüklükte bir piyasa değerine ve yapay zeka çağının en vazgeçilmez şirketi olma statüsüne sahip. Küçük bir güven sarsıntısı bile bu değerin önemli bir kısmını silebilir.
Michael Burry cephesinde ise tablo farklı. Kaybedebileceği esas şey, itibarı. Buna karşın artık elinde, görünüşe göre kısa vadede tam kapasiteyle kullanmayı sürdüreceği dev bir megafon var. Yapay zeka balonunun patlayıp patlamayacağını zaman gösterecek, ancak bu hikâyede hem Burry’nin hem Nvidia’nın oynadığı rol, piyasaların psikolojisinin fiyatlar üzerinde ne kadar belirleyici olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
