Meta, yapay zeka alanındaki çalışmalarında son zamanlarda sıkça gündeme geliyor. Ancak bu kez, geliştirdiği LLaMA adlı dil modelini eğitirken uyguladığı yöntemler nedeniyle hukuki bir tartışmanın ortasında kalmış durumda. Şirketin, LLaMA’yı eğitmek için çevrimiçi gölge kütüphaneler olarak tanımlanan bazı platformlardan yasa dışı veri indirdiği iddia ediliyor.
Gölgede Kalan Veriler Ortaya Çıkıyor
Yayımlanan mahkeme belgeleri, Meta’nın Z-Library, LibGen ve Anna’s Archive gibi internet sitelerinden toplamda 81,7 TB veri indirildiğini öne sürüyor. Bu platformlar, genellikle telif hakkıyla korunan kitaplar ve araştırma makalelerini ücretsiz olarak sunmalarıyla tanınıyor. Meta’nın bu verileri, LLaMA modelinin eğitiminde kullandığı belirtiliyor.
Meta çalışanları arasındaki iç yazışmalar, yasa dışı yöntemlere başvurulmasına dair endişeleri net bir şekilde ortaya koyuyor. Üst düzey bir yapay zeka araştırmacısının, “Korsan materyal kullanmak etik değerlerimize aykırı” şeklindeki ifadesi dikkat çekiyor. Bir başka çalışan ise, “Kurumsal bilgisayar üzerinden torrent indirmek doğru gelmiyor” diyerek, Meta’nın bu konudaki tutumu hakkında soru işaretleri yaratıyor.
Meta’nın Resmî Tutumu Henüz Net Değil
Meta, bu konuyla ilgili henüz kapsamlı bir açıklama yapmadı. Şirketin iç yazışmalarında, bu işlemlerin Meta altyapısında doğrudan izlenemeyecek şekilde yönlendirilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor. Belgeler, Meta’nın izlerini gizlemek adına çeşitli önlemler aldığına dair iddiaları destekliyor. Ayrıca, yöneticilerin “Engelleri aşmamız gerekiyor” şeklindeki ifadeleri, konunun şirket içinde bilindiğini ancak hala devam ettirildiğini gösteriyor.
Meta’nın karşılaştığı dava, yapay zeka modellerinin veri kullanımı tartışmasının son halkası olarak öne çıkıyor. Daha önce, OpenAI, kitaplarını izinsiz kullandığı öne sürülen yazarlar tarafından dava edilmişti. Nvidia da benzer bir dava ile karşı karşıya kalmış fakat süreç içerisinde şikayetin geri çekilmesiyle sonuçlanmıştı. Bu örnekler, büyük teknoloji şirketlerinin yapay zeka modellerini eğitmek amacıyla topladıkları verilerin telif hakkı kapsamına girip girmediği sorusunu yeniden gündeme getiriyor.
Meta’ya yöneltilen iddiaların mahkeme sürecinde nasıl sonuçlanacağı belirsizliğini koruyor. Şirketin doğrudan bir telif hakkı ihlali yapıp yapmadığına dair kararı yargı mercileri verecek. Yazarlar davayı kazanmış olsa bile, Meta gibi finansal gücü yüksek bir şirketin kararı temyize taşıması bekleniyor. Bu nedenle, sonucun kesinleşmesi uzun bir hukuki süreç gerektirebilir.
Yapay Zeka Eğitiminde Yeni Bir Dönem
Bu gelişme, yapay zeka eğitiminde veri kullanımının hangi sınırlar içinde kalması gerektiği sorusunu yeniden gündeme getiriyor. Sektördeki büyük oyuncular, hem teknolojik ilerlemeyi sağlamak hem de içerik üreticilerinin haklarını korumak adına dengeyi yakalamak zorunda. Aksi takdirde, yüksek maliyetli davaların ve kamuoyu tepkisinin artması kaçınılmaz görünüyor.
Meta’nın LLaMA modeli hakkındaki iddialar, gelecekte yapay zeka çalışmalarının etik ve hukuki boyutuna ilişkin daha sert tartışmaların yaşanabileceğini gösteriyor. Tüm bu gelişmeler, yapay zeka sektörünün büyümesiyle birlikte yeni sorumluluklar üstlenmesi gerektiğini de vurguluyor.
