Son günlerde Türkiye’de korku evleri konusu sıkça gündeme geliyor. İstanbul Kadıköy’de meydana gelen bir olay, bu sektörü tartışmaya açtı. Bir genç kadının, elektroşok ve temas isteğine rağmen korkutulması, sektördeki oyuncuları rahatsız etti. Son yıllarda giderek popülerleşen korku evleri, genellikle pasaj içlerinde bir kat kiralanarak hizmet veriyor. Fiyatlar kişi sayısına göre değişiklik gösteriyor; iki kişi için 500 TL, 4-5 kişi için 400 TL, 6-7 kişi için 370 TL, 8 kişiden fazla olduğunda ise fiyatlar 340 TL’ye kadar inebiliyor.
13 YAŞ SINIRI
Kadıköy’deki bir korku evi yetkilisi Mecid Türkmen, korkutma işleminin her odada bir şifre bulunduğunu ve bulmaca çözerek ilerleme üzerine kurulu olduğunu belirtti. Bu süreçte gerilim müziği ve özel ışık efektleri ile atmosfer oluşturuluyor. Evin içinde kostümlü aktörler, ekibi korkutmaya çalışıyor. Türkmen, bazı ekiplerin temas isteğine dikkat çekerek, “Eğer 18 yaşından büyükler varsa ve talep ediyorlarsa, temas ediyoruz. Ancak bu temaslar sorun yaratacak şekilde olmuyor. Düşük korkutma modu da mevcut; burada canlı aktör yok, sadece bulmaca çözülüyor. Eğer kişi 13 yaş altındaysa, ailesi ile birlikte gelmesi gerekiyor. 18 yaşından küçük okul grupları, genellikle öğretmenleriyle birlikte etkinlik olarak katılıyor.” diye ekledi.
SEKTÖRÜN GİDERLERİ
Peki, bu sektörün giderleri neler? Türkmen, bu soruya “Oyundaki elektronik sistemler, dekorlar, korku anında dekorlara verilen zararlar, kira, personel maaşları, faturalar, vergiler ve sektörü tanıtmak için reklam giderleri” şeklinde yanıt verdi. Korku evlerinde bazı katılımcılar eğlenirken, kimileri korktuğu anda oyunu terk edebiliyor. Türkmen, “Korku evi ismi kötü bir algı yaratıyor ama aslında biz bir eğlence faaliyetiyiz; gelenlerin çoğu gülerek çıkıyor. Ekip arkadaşlarımızın çoğu ilk yardım biliyor ve ruhsatlı bir iş yeri olduğumuz için iş sağlığı ve güvenliği uzmanı desteği alıyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.
TRAVMATİK ETKİLERİ OLABİLİR
Psikolog Özge Öztaşçı, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu olay, bireyin sınırlarının görmezden gelindiğinde ne kadar derin psikolojik etkiler yaratabileceğini gösteriyor. Fiziksel temasın ya da şiddet içeren eylemlerin ‘oyun’ adı altında meşrulaştırılması, kişilerde travmatik etkiler bırakabilir. Çünkü kişi, ‘korkmayı kontrol edebileceği, güvenilir bir oyun alanında’ olduğunu düşünür; ama kontrol elinden alındığında yaşanan duygu travmatik bir hale dönüşebilir. Bu tür deneyimler, ani sesler, karanlık ve onaylanmamış temas gibi uyarıcılara karşı aşırı tepkilere, uyku bozukluklarına ve güven kaybına yol açabilir. Bu nedenle korku evleri gibi işletmelerin denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, katılımcı onay formlarının netleştirilmesi ve çalışanlardan psikolojik durum raporu istenmesi önemlidir. Adrenalin duygusu ancak güvenle birlikte var olabilir. Güven yoksa, bu artık bir ‘oyun’ değil, bir ihlal haline gelir.“
