San Rafael, San Francisco’nun hemen kuzeyinde yer alan bir şehir, her yıl yaklaşık yarım inç kadar batıyor. Bu miktar ilk bakışta çok az gibi görünse de, özellikle Canal District gibi bazı mahalleler, üç fit derinleşerek deniz seviyesindeki yükselmelerden daha fazla risk altına girmiş durumda.
San Rafael, bu sorunla yalnız değil. Dünya genelinde şehirler, yükselen deniz seviyeleri nedeniyle tehdit altında; 2050 yılına kadar 300 milyon insan rutin sel tehdidi ile karşı karşıya kalabilir. ABD’de bu sorunu çözmek için inşa edilecek deniz duvarlarının maliyeti $400 milyarı aşabilir.
Yeni bir girişim, alternatif bir çözüm öneriyor: Şehri yükseltmek.
Terranova, toprağa ahşap atık karışımı enjekte eden robotlar inşa ediyor. Bu süreç, tarihi çöküntüleri ortadan kaldırarak, şehirlerin su baskınlarına karşı korunmasını hedefliyor.
Terranova’nın kurucu ortağı ve CEO’su Laurence Allen, “Canal District gerçekten deniz seviyesinin çok altında,” diyerek, şehrin sel danışmanları ile çözüm bulmak için çalıştığını ifade etti.
“Her seferinde önerilen çözüm, 500 milyon ila 900 milyon dolarlık deniz duvarları oldu. San Rafael’den biriyseniz, bunun maliyetine yaklaşabileceklerine dair bir şans olmadığını bilirsiniz. Şehirde yaklaşık 60,000 insan yaşıyor ve şaşırtıcı bir şekilde, önemli bir kısmı yoksulluk içinde yaşıyor.”
Terranova, San Rafael ve benzeri şehirleri korumayı çok daha düşük maliyetle gerçekleştirebileceğini iddia ediyor. San Rafael için, 240 dönümlük alanı dört fit yükseltmek için tahmin edilen maliyet $92 milyon.
Şirket, yakın zamanda Congruent Ventures ve Outlander öncülüğünde 7 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Bu aşama, şirketin değerini $25.1 milyon olarak belirliyor.
Toprağı enjekte ederek yükseltme fikri yeni değil. Ancak Terranova’nın sunduğu yenilikçi yaklaşımlar, bu süreci daha uygun maliyetli hale getiriyor.
İlk olarak, kullanılan malzeme: Atık ahşap hem ucuz hem de kolay temin edilebiliyor. Girişim, ahşap atığı başka malzemelerle karıştırarak bir sıvı karışım elde ediyor. Bu karışım, 20 fitlik bir konteynerden, robotik enjekte cihazlarına pompalanıyor. Bu robotik üniteler, otonom olarak çalışarak, ahşap sıvısını 40 ila 60 fit derinliğe kadar ulaştırıyor.
Sıvı karışım yer altında nemli kaldığı sürece, ahşabın çürümeyeceğini ve şirketin maliyetleri dengelemek için karbon kredisi satabileceğini belirtiyor Allen.
Tüm bu süreç, Terranova’nın geliştirdiği yazılım tarafından yönetiliyor. Şirket, kamu coğrafi bilgilerini ve Kaliforniya genelinde su kuyuları inşası sırasında alınan verileri kullanarak, yer altı yapısının bir modelini oluşturuyor. Bu model, enjekte etme desenlerini belirleyerek genetik algoritmalarla optimize ediliyor.
Şehir planlamacıları, yükleniciler ve diğer paydaşlar, sanal manzarayı şekillendirmek için bir SimCity benzeri aracı kullanabiliyorlar.
Planlar tamamlandığında, robotik enjektörlere nereye ve ne kadar sıvı enjekte edeceklerine dair direktifler veriliyor. Allen, güvenlik önlemi olarak insan operatörlerin sahada kalacağını da vurguladı. Robotlar işlerini bitirdikten sonra, sıvının yoğunlaşması yaklaşık iki saat sürüyor.
Terranova, robotlarını ve yazılımını bir pilot alanda bir yıldır test ediyor.
Bazı uzmanlar, yoğunlaşmış ahşap sıvısının deprem etkilerini artırıp artırmayacağı konusunda soru işaretleri taşısalar da, Allen, en sık gündeme gelen alternatiflerin de riskler taşıdığını belirtiyor. “Dikmeler ve deniz duvarları yerine bunun daha faydalı olacağını düşünüyoruz.”
Şirket, projelerden elde edilen geliri yüklenicilerle paylaşarak gelir elde etmeyi planlıyor. Maliyetlerin yeterince düşük olmasını umuyor, böylece bu süreç sadece şehirler için değil, aynı zamanda çökme veya deniz seviyesi yükselmesi nedeniyle kaybolan sulak alanların iyileştirilmesi gibi daha geniş alanlarda da uygulanabilir.
Ancak yükselen su seviyelerinin aciliyeti göz önüne alındığında, şehirler Terranova’nın önceliği. Allen, “Ben San Rafael’denim, burada doğdum ve büyüdüm. Şehri kurtarmak istiyorum,” dedi.
