İstanbul’da Yaşamanın Zorlukları: 100 Bin TL Yetersiz Kalıyor

İstanbul’da hayat pahalılığı, vatandaşların gelirlerini hızla eritirken, neredeyse her 10 kişiden 4’ü kredi kartı borcunun sadece asgarisini ödeyebiliyor. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre, ülke genelinde 42 milyon 159 kişinin en az bir kredi borcu var ve ortalama kişi başı bireysel borç miktarının 100 bin TL’yi aştığı tahmin ediliyor. Yasal takibe düşen birey sayısı bir milyonu geçerken, İstanbul bu borç yükünün en ağır olduğu şehir olarak öne çıkıyor. Kredi kartı borcu nedeniyle yasal takibe girenlerin sayısının 280 bini geçtiği düşünülüyor, bu da şehirdeki yetişkin nüfusun yaklaşık %5’ine denk geliyor. Birçok kişi, kredi kartı borcunu kapatmak için başka bir kredi almayı tercih ediyor, bu durum analistler tarafından ‘borç devri’ olarak tanımlanıyor.

İstanbul'da yaşamak mucize! 100 bin TL'nin altı kurtarmıyor - Resim : 1
Çoğu aile, market harcamaları, fatura ödemeleri, kira farkları ve okul masraflarını artık kredi kartıyla finanse edebiliyor.

Giderler Maaşın 4 Katı

Bireysel borçlanmadaki artış, yalnızca kişisel tercihlerden değil, yaşam maliyetlerindeki keskin artıştan kaynaklanıyor. İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) verilerine göre, dört kişilik bir ailenin yaşam maliyeti 2025 yılı boyunca istikrarlı bir şekilde artıyor. Ocak ayında 82 bin 880 TL olan ortalama yaşam maliyeti, Eylül ayında 99 bin TL’ye ulaştı. Bu rakam, İstanbul’da yaşam maliyetinin mevcut asgari ücretin yaklaşık dört katına denk geldiğini gösteriyor. Artan geçim giderleri, özellikle sabit gelirli bireyler için kredi kartını adeta bir geçim aracı haline getiriyor.

Barınma En Büyük Sorun

İstanbul’daki en büyük maliyet kalemi olan barınma giderleri, gelirleri neredeyse tamamen tüketiyor. Missafir adlı emlak platformuna göre, 2025 itibarıyla merkezi bölgelerde 1+1 daire kiraları 16 bin ile 40 bin TL arasında değişiyor; uzak ilçelerde bile bu rakam 10 ila 25 bin TL arasında seyrediyor. İPA’nın araştırmaları, kira bedellerinin asgari ücretin 1,5 katına kadar çıktığını gösteriyor. Bu durum, yalnızca kira ödemek için bile birçok çalışanın gelirinin tamamını harcamasına neden oluyor. Barınma maliyetine elektrik, doğalgaz, su, ulaşım ve gıda giderleri eklendiğinde, ortalama bir ailenin borç ödemeye ayırabileceği neredeyse hiçbir tutar kalmıyor.

Gelir Adaletsizliği

TÜİK verilerine göre, İstanbul, Türkiye’nin en yüksek ortalama gelirine sahip şehir olmasına rağmen, aynı zamanda gelir dağılımındaki uçurumun en derin olduğu yer. Kentte en yüksek gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay %47 iken, en düşük gelir grubunun payı yalnızca %6 seviyesinde. Başka bir deyişle, nüfusun alt yarısı toplam gelir pastasının yalnızca 20’de birini alıyor. Uzmanlar, 2026 yılında yapılacak ücret artışlarının bu tabloyu değiştirmeye yetmeyeceğini belirtiyor. Analistler, ücret artışlarının %20-25 bandında kalması durumunda sürdürülemez bir durumla karşılaşılacağına dikkat çekiyor.

İstanbul’da dört kişilik bir ailenin yalnızca gıda harcaması ortalama 28 bin TL seviyesinde.

Borç Yükü Katlanıyor

Pazarlama ve İşletme Uzmanı Volkan Soykan, kazanç-gider dengesini bir örnekle açıklıyor: “Net maaşı 40 bin TL olan bir İstanbul sakini düşünelim. Ortalama bir kirada oturuyorsa, 20 bin TL kira, 8 bin TL gıda, 4 bin TL ulaşım, 3 bin TL enerji ve iletişim, 2 bin TL diğer giderler olmak üzere toplam 37 bin TL sabit giderlerine gidiyor. Elinde yalnızca 3 bin TL kalıyor. Ancak kredi kartı borcu 100 bin TL ise, bankanın belirlediği asgari ödeme oranı %20 olduğunda aylık 20 bin TL ödeme yapması gerekiyor.”

Exit mobile version