Google Cloud, AI altyapısında önemli değişimlere yol açan dev bir ortaklık ile dikkat çekiyor. Nvidia ve OpenAI arasındaki 100 milyar dolarlık anlaşma, bu alanda atılan son büyük adım olarak öne çıkıyor. Bu anlaşma, büyük çip alımlarıyla bağlantılı oy vermeyen hisseleri içeriyor ve 5 milyondan fazla ABD haneleri için yeterli hesaplama gücünü sağlıyor.
Buna karşın, Google Cloud farklı bir strateji izliyor. Sektördeki en büyük oyuncular sıkı ortaklıklar kurarken, Google, gelecek nesil AI şirketlerini daha büyümeden yakalamaya kararlı.
Francis deSouza, Google Cloud’un COO’su, AI devrimini birçok açıdan gözlemleme fırsatı buldu. Önceki görevinde, genomik devi Illumina’nın CEO’su olarak, makine öğreniminin ilaç keşfini nasıl dönüştürdüğüne tanıklık etti. Şu anda Google Cloud’un üst düzey yöneticileri arasında yer alarak, AI’nın ikinci dalgası üzerine büyük bir strateji yürütüyor.
deSouza, AI laboratuvarlarının %90’ının Google’ın altyapısını kullandığını belirtirken, neredeyse tüm jeneratif AI unicornlarının Google Cloud üzerinde çalıştığını ifade etti. Ayrıca, Google’ın önümüzdeki iki yıl içinde 58 milyar dolarlık yeni gelir taahhüdü aldığını ve bunun, mevcut yıllık gelirinin iki katından fazla olduğunu vurguladı.
“AI, bulut pazarını yeniden şekillendiriyor ve Google Cloud, özellikle başlangıçlar arasında bu alanda liderlik ediyor,” diyen deSouza, büyük oyuncuların kârlı ancak sınırlı ortaklıklar kurarken, yeni girişimlere odaklanma stratejisini ortaya koyuyor.
Nvidia ve OpenAI arasındaki anlaşma, AI altyapısındaki konsolidasyonun ölçeğini gözler önüne seriyor. Microsoft’un OpenAI’ye yaptığı 1 milyar dolarlık yatırım, zamanla 14 milyar dolara ulaşarak bulut pazarını köklü bir şekilde değiştirdi. Amazon ise Anthropic’e yaptığı 8 milyar dolarlık yatırımla derin donanım özelleştirmeleri elde etti.
Google, büyük anlaşmaların tehditkar görünmesine rağmen, küçük şirketlerle ortaklıklar kurmaya devam ediyor. deSouza, Loveable ve Windsurf gibi yeni girişimleri “birincil hesaplama ortakları” olarak kaydediyor.
Bu yaklaşım, hem fırsatları hem de gereklilikleri yansıtıyor. Girişimlerin hızla büyüdüğü bir pazarda, geleceğin unicornlarını yakalamak, bugünün devleriyle rekabet etmekten daha değerli olabilir.
Google ayrıca, AI girişimlerine 350 bin dolarlık bulut kredisi, teknik ekiplerine erişim ve pazara çıkış desteği sunuyor. deSouza, Google Cloud’un “uzlaşmasız” AI yığını ile müşterilere her katmanda seçim özgürlüğü sunduğunu belirtiyor.
Google, AI çip işini genişletmek için önemli adımlar atıyor. Çeşitli bulut sağlayıcılarının veri merkezlerinde kendi tensor işlemcilerini (TPU) kullanmaya yönelik anlaşmalar yapıyor. Bu, Google’ın AI alanındaki rekabet gücünü artırıyor.
Google Cloud, AI şirketleriyle doğrudan rekabet ederken, aynı zamanda onlara altyapı sağlıyor. deSouza, Google’ın AI altyapısı ile müşterilerin çeşitli temel modellere erişim sağlayabileceğini vurguluyor.
Google Cloud’un startupları çekme çabası, düzenleyici baskıların arttığı bir dönemde dikkat çekiyor. Federal yargıç Amit Mehta’nın Google’ın arama monopolü davasında verdiği karar, şirketin AI üzerindeki hakimiyetini sorgularken, aynı zamanda Google’ın büyük veri avantajını da gündeme getiriyor.
Sonuç olarak, Google Cloud’un açık bir platform olarak konumlanması, düzenleyicilere rekabeti teşvik ettiğini gösterebilir. Ancak, yeni girişimlerle kurduğu ilişkiler, Google’ın bu alandaki geleceği için kritik bir öneme sahip olabilir.