Gazetecilikteki İddialar ve Gerçekler

Bir gazetecinin ortaya attığı iddia, hem meslektaşlarını hem de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığını zan altında bırakıyor. Ancak bu iddianın, başından sonuna kadar asılsız olduğunu söylemek mümkün.
Gazeteci, diğer gazetecileri suçlarken, eline tutuşturulan soruları sorgulamadan haber yapma yoluna gidiyor. Bu iddialar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretine katılan gazeteciler arasında oluşturulan WhatsApp grubundaki mesajlardan kaynaklanıyor. Bu mesajlarda yer alanlar, Cumhurbaşkanına sorulacak sorulardan ibaret.
Eğer ortada bir soru listesi varsa, bu durumun, İletişim Başkanlığı’nın gazetecilere “bunları soracaksınız” diye dayatması anlamına geleceği savunuluyor. Ancak bu senaryonun eksik yanları var. Bir gazeteci olarak, eline geçen her metni sorgulamadan haber yaparsan, böyle bir duruma düşebilirsin. O uçaktaki gazetecilerden birkaçıyla tanışıyor olmalısın, en azından onlara danışabilirdin.
Cumhurbaşkanının her ziyareti öncesinde gazeteciler için bir mesajlaşma grubu kurulduğu biliniyor. Bu grupta, ziyarete dair bilgiler paylaşılırken, gazeteciler de sormak istedikleri soruları yazıyor. İletişim Başkanlığı, bu soruları bir akış haline getiriyor.
İddiaların aksine, bu grup gizli saklı bir şey için kurulmuyor. Gazeteciler arasında bilgi alışverişi yapmak için oluşturulmuş bir platform. Her ziyaretin dönüş süresi farklılık gösterebiliyor; örneğin ABD dönüşü 9,5 saat sürerken, KKTC veya Bosna-Hersek’ten dönüşler daha kısa sürebiliyor. Bu nedenle, İletişim Başkanlığı soruların içeriğini değil, akışı düzenli tutmayı hedefliyor.
Geçmişte birçok kez buna tanık oldum. Sorduğum soruların kelimelerine bile dokunulmadı. İletişim Başkanlığı kurulmadan önce de bu tür ziyaretlere katıldım ve gördüm ki, İletişim Başkanlığı, mülakat programlarını daha profesyonel bir düzeye taşıdı.
Mülakatlar sırasında ses kayıtları alınıyor ve isteyen herkes bu kayıtlara ulaşabiliyor. Kayıtlar daha sonra deşifre ediliyor ve ortak bir yayın saati belirleniyor. Bu süreç, gazeteciler tarafından kararlaştırılıyor ve İletişim Başkanlığına bildiriliyor.
İletişim Başkanı Burhanettin Duran’ı yıllardır tanıyorum ve bugüne kadar hiçbir gazeteciyle “soru” meselesi üzerine tek kelimelik bir konuşma dahi yapmadığını biliyorum. İletişim Koordinatörü Osman Küçükdalak, bu süreçleri titizlikle yöneten deneyimli bir gazeteci. Her gazetecinin sorusunu akışa alırken, süreci de dikkatlice takip ediyor.
Son olarak, kurgulanan hikayelerin ilgi çekici görünmesi, gerçeği değiştirmiyor. İletişim Başkanlığına sansürcü damgası vurmak veya gazetecileri “elinde tutulan soruları soranlar” olarak etiketlemek kolay. Ancak araştırmadan ve sorgulamadan yapılan haberlerin, mesleki onurla oynamak olduğunu unutmamak gerekir.

