
Jenny Button, Emm fikrini ilk olarak COVID kilitlenmesi sırasında geliştirdi. O sırada Oura halkası ve Whoop izleme bandı kullanarak vücudu hakkında bilgiler elde ediyordu. Ancak, en önemli konulardan biri olan üreme ve adet sağlığı hakkında veri sağlayan bir cihaz olmadığını fark etti.
Button, “Bu bana çılgınca geldi çünkü her kadın bu verileri takip etmek ve daha iyi anlamak istiyor,” dedi. Kendisine, neden üreme sağlığı hakkında daha fazla bilgi verebilecek bir giyilebilir cihaz yapmasın diye düşündü. Bir Dyson mühendisine bir mektup yazdı, bağlantı kurdu ve fikrini test etmeye başladı.
“Beş yıl sonra, binlerce tasarım ve deneme ile birlikte, dünyanın ilk akıllı adet kupasını tanıttık,” diye belirtti Button.
Birleşik Krallık merkezli şirket, 9 milyon dolar (6.8 milyon £) değerinde bir tohum yatırımı aldı. Yatırımcılar arasında Lunar Ventures’ın da yer aldığı bu finansman, ürününü önümüzdeki yıl resmi olarak piyasaya sürmek için hazırlık yapıyor.
Ürün, normal bir adet kupası gibi çalışıyor; adet kanını depolamak için tasarlanmış. Fakat Emm‘nin medikal sınıf silikonunun “ultra ince, gelişmiş sensör teknolojisi” ile donatıldığını belirten Button, bu sensörlerin kullanıcıların döngüleri hakkında veri toplayarak daha iyi anlamalarına yardımcı olacağını vurguladı. Button, bunun “adet ve üreme sağlığı koşullarının araştırma, teşhis ve tedavisini dönüştürebileceğini” umuyor.
Button’un düşündüğü tek kişi değil. Diğer femtech girişimcileri, birkaç ay önce The Guardian‘a verdikleri röportajda, adet kanının kadın sağlığında “göz ardı edilmiş bir fırsat” olduğunu ve dolaşım kanına dayanan sağlık testlerinden elde edilemeyen bilgiler sunabileceğini ifade ettiler.
Örneğin, adet kanı, ağrılı ve sıkça yanlış teşhis edilen tıbbi durumlar olan endometriozis gibi hastalıkların teşhisinde yardımcı olabilir.
Button, “Bugün her 10 kadından biri endometriozisden muzdarip,” dedi. “Bu durum, üreme sağlığı gibi birçok hastalıkta ortalama yedi ila on yıl süren bir teşhis süresine sahiptir.”
Bu gecikmenin, “anlamlı veri eksikliği ve klinik ortamlardaki adet sağlığının zayıf tanımlamasından kaynaklandığını” savunan Button, “Şimdiye kadar, bu sağlık yönünü doğru ve nesnel bir şekilde takip edecek güvenilir araçlar yoktu,” dedi.
Endometriozis dışında, Button, üç kadından birinin hayatları boyunca “ciddi üreme sağlığı sorunları” yaşadığını ekledi.
Emm uygulaması aracılığıyla toplanan veriler, şifreli ve güvenli bir şekilde saklanıyor, iki faktörlü kimlik doğrulama ile korunuyor. “Aynı zamanda her zaman anonimleştiriliyor veya takma adlandırılıyor,” diyen Button, “ve yalnızca gerçekten ihtiyaç duyan Emm çalışanları tarafından erişilecektir” diye ekledi.
Button, finansman turunu “stratejik” olarak tanımladı ve lider yatırımcı ile ağı aracılığıyla bağlantı kurduğunu belirtti. Turda, Oura’yı destekleyen Alumni Ventures, Labcorp Venture Fund ve BlueLion Global gibi diğer yatırımcılar da bulunuyor. Para, önümüzdeki yıl ürünün Birleşik Krallık pazarına sunulması için kullanılacak ve bekleme listesi şimdiden 30.000’den fazla ön sipariş almış durumda.
Kapital ayrıca araştırma ve geliştirmeye de harcanacak. Button, 2027’nin başlarında ABD pazarına girmeyi umuyor.
“Adet sağlığı, Emm için yalnızca bir başlangıç noktasıdır,” diyen Button, “Sonunda, kadın sağlığı üzerinde daha geniş bir etki yaratacağımıza inanıyorum,” diyerek ürünün bir gün teşhis, diğer dijital bakım araçları ve hatta terapötikler alanına da genişlemesini umuyor.
“Misyonumuz, teşhisi hızlandırmak, insanları kendilerini savunmak için verilerle donatmak ve nihayetinde kendi bedenlerinin ve sağlık yolculuklarının kontrolünü almalarına yardımcı olmaktır,” diye tamamladı.