Dijital Radyo Yayıncılığında Yeni Bir Dönem Başlıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin dijital radyo yayıncılığında önemli bir adım atarak, Dijital Ses Yayını Plus (DAB+) teknolojisine geçtiklerini duyurdu. Uraloğlu, DAB+’nın parazitsiz ve net bir ses deneyimi sunduğunu, aynı frekansta birden fazla radyo kanalının barındırılabilmesi sayesinde de frekans verimliliğini artırdığını belirtti. İstanbul’da mevcut boş frekansların olmadığını vurgulayan Uraloğlu, “Bu yeni teknoloji ile birlikte talebe bağlı olarak 448 yeni frekans sağlayabileceğiz” dedi.

Uraloğlu, 13 Şubat Dünya Radyocular Günü’nde düzenlenen Dijital Radyo Yayıncılığı Lansman Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Dijital Yeni Nesil Radyo yayıncılığı ile yepyeni bir dönemi başlatmanın gururunu paylaşıyoruz” ifadesini kullandı.

Radyo Tarihi ve DAB+’nın Önemi

Bakan Uraloğlu, tüm radyocuların Dünya Radyocular Günü’nü kutlayarak, radyo yayıncılığının tarihine değindi. Radyo, 19. yüzyılın en önemli buluşları arasında yer alırken, Türkiye de radyo ile ilk tanışan ülkelerden birisi oldu. 1927’de Sirkeci’deki Büyük Postane’nin bodrum katında başlayan radyo serüveni, 98 yıldır kesintisiz devam ediyor.

Uraloğlu, 1927’deki ilk yayının ardından 1932 yılında telsiz sistemleriyle radyo yayınlarının evlere ulaştığını belirterek, “Radyo, zamanla sadece eğlence aracı olmaktan çıkıp, kültür ve sanatın geliştirilmesi, milli bilincin aşılanması gibi önemli roller üstlenmeye başladı” dedi.

Radyo yayınlarının gücünü anlatan Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ünlü radyocu Mehmet Akbay‘ın anılarını paylaşarak, “1999 yılında Cumhurbaşkanımız haksız yere hapisteyken, Gezegen Mehmet radyonun gücünü kullanarak ona destek amacıyla bir miting düzenledi” dedi.

DAB+: Net Ses ve Enerji Tasarrufu

Bakan Uraloğlu, DAB+ teknolojisinin sunduğu avantajları sıralayarak, “DAB+, parazitlerden arındırılmış net bir ses deneyimi sunarken, aynı frekansta birden fazla radyo kanalını barındırabilir. Ek olarak, metin, görüntü ve canlı trafik bilgileri gibi içerikler sunarak dinleme deneyimini zenginleştirir” dedi.

DAB+’nın enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik açısından da önemli faydalar sağladığını belirten Uraloğlu, bu teknolojinin 16 yayını tek bir frekans üzerinden iletebildiğini ve toplam enerji tüketiminin sadece 12,2 kilovat olduğunu vurguladı. Analog sistemlerde ise bu rakam 128 kilovatı buluyor.

Çamlıca Kulesi ve DAB+ Yayınları

Uraloğlu, Çamlıca Kulesi’nin DAB+ teknolojisi ile yayıncılığımıza yeni bir soluk getirdiğini belirtti. 2018 yılında hizmete açılan Çamlıca Kulesi, dünya genelinde bir haberleşme kulesinden aynı anda 100 FM radyo yayını yapabilme kapasitesi ile Türkiye’nin yayıncılık alanında önemli bir başarıya imza attığını ifade etti.

İstanbul’da mevcut boş FM frekansı bulunmadığını hatırlatan Uraloğlu, “DAB+ yayınlarına başlamamızla birlikte bu durumu ortadan kaldırmış olduk. Şu anda kamu ve özel olmak üzere 12 radyo kanalı bu yeni teknoloji ile hizmet vermeye başlıyor” dedi.

Eğitim ve Eğlence İçin Yeni Bir Kaynak

Dijital Yeni Nesil Radyoculuğun sadece bir radyo yayını teknolojisi olmadığını belirten Uraloğlu, DAB+’nın gelecekte eğlence ve eğitim için de önemli bir araç olabileceğine dikkat çekti. Gelişmiş veri hizmetleri ve çok yönlü yayın formatları ile DAB+, dinleyicilere interaktif ve erişilebilir içerikler sunma potansiyeline sahip.

Uraloğlu, dijital radyo yayıncılığının başlangıç startını butona basarak verdi ve “Bugünü beraber yaşamış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. DAB+ ülkemiz ve insanımız için hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.

Exit mobile version