Çin’in Yapay Zeka Destekli Sansür Ağı: Yeni Bir Dönem Başlıyor
Çin’in yapay zeka (AI) teknolojisiyle güçlendirilmiş yeni sansür sistemi, sızan bir veri tabanıyla gün yüzüne çıktı. TechCrunch’un elde ettiği ve incelediği 133 bin örnekten oluşan bu veritabanı, Çin hükümetinin çevrimiçi içerikleri otomatik olarak tarayarak “hassas” olarak nitelendirilenleri tespit eden gelişmiş bir büyük dil modeline (LLM) sahip olduğunu ortaya koydu. Bu sistem, Tiananmen Meydanı gibi bilinen tabuların ötesine geçerek yoksulluk, yolsuzluk ve siyasi eleştirileri de kapsıyor.
Kaliforniya Üniversitesi Berkeley’de Çin sansürü üzerine çalışan araştırmacı Xiao Qiang, “Bu, Çin hükümetinin AI ile baskıyı artırma çabasının açık bir göstergesi” şeklinde konuştu. Geleneksel sansür yöntemlerinin aksine, bu yapay zeka sistemi anahtar kelime filtreleme ve manuel inceleme olmaksızın kontrolün hızını ve kapsamını önemli ölçüde artırıyor.
Veritabanı, güvenlik araştırmacısı NetAskari tarafından Baidu sunucularında korumasız bir Elasticsearch veritabanında keşfedildi. Baidu veya Elasticsearch’in sistemin geliştirilmesinde rolü olduğuna dair bir kanıt bulunmamakla birlikte, verilerin Aralık 2024’e kadar güncel olduğu doğrulandı. Sistemin geliştiricisi ise henüz kesinlik kazanmış değil.
HEDEFTA TAYVAN VAR
AI modeli, siyasi, sosyal ve askeri içeriklere odaklanarak “en yüksek öncelik” kategorisindeki konuları anında işaretliyor. Çevre kirliliği, gıda güvenliği skandalları, mali dolandırıcılık ve işçi anlaşmazlıkları gibi halk protestolarını tetikleyebilecek konular, sistemin ilk hedefleri arasında yer alıyor.
Örneğin, 2012’deki Shifang anti-kirlilik protestoları gibi olaylar sansürlenen içerikler arasında bulunuyor. Siyasi hiciv, özellikle güncel liderleri tarihsel benzetmelerle eleştiren paylaşımlar otomatik olarak işaretlenerek engelleniyor. Tayvan politikası ve askeri hareketler de yoğun bir şekilde izleniyor. TechCrunch’un analizi, “Tayvan” kelimesinin veri setinde 15 binden fazla kez geçtiğini gösteriyor.
KİNAYELİ ELEŞTİRİLER DAHİ SANSÜRDEN KAÇAMIYOR
Sistem, toplumsal gerilim yaratabilecek konuları da hedef alıyor. Yerel polisin girişimcileri haraca bağladığına dair şikayetler, kırsalda yalnızca yaşlılar ve çocukların kaldığı kasabaları anlatan paylaşımlar ve Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) yolsuz bir yetkiliyi ihraç ettiğini bildiren haberler sansür kapsamına giriyor. Sistem, o kadar gelişmiş bir şekilde eğitilmiş ki, atasözleri, deyimler veya kinayelerle güç geçen durumları ima eden dolaylı eleştiriler bile radarından kaçmıyor.
OTORİTER REJİMLERİN AI YARIŞI
Bu sızıntı, otoriter rejimlerin AI teknolojisini benimseme hızını bir kez daha gözler önüne seriyor. Şubat ayında OpenAI, Çinli bazı grupların AI ile hükümet karşıtı paylaşımları izlediğini ve muhalifleri karaladığını rapor etmişti. Çin’in Washington D.C. Büyükelçiliği ise yaptığı açıklamada, “Çin’e yönelik temelsiz ithamları” reddederek etik AI geliştirimine önem verdiklerini vurguladı.
Uzmanlar, sistemin yalnızca Çin vatandaşlarını izlemekle kalmayıp yurtdışındaki söylemleri takip etmek veya AI modellerini geliştirmek için de kullanılabileceğini belirtiyor. Çin’in AI destekli sansür atağı, teknoloji ile insan hakları arasındaki gerilimi bir kez daha gündeme getiriyor. Dijital dünyada kontrol, artık insan gözünden çok makinelerin hızına ve keskinliğine emanet.