Cezayir ve Fransa Arasındaki Gerilim Tırmanıyor
Cezayir ile Fransa arasındaki diplomatik ilişkilere dair yaşanan krizin boyutu, son yılların en kritik noktalarından birine ulaştı. 1962 yılından bu yana süregelen Batı Sahra anlaşmazlığı, karşılıklı tutuklamalar ve vizelere yönelik kısıtlamalar, iki ülke arasındaki gerginliği artırdı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron‘un 2024’te Batı Sahra ile ilgili olarak Fas’ın egemenlik planına dolaylı destek vermesi, Cezayir’de ciddi bir öfkeye yol açtı. Bu durum, Cezayir’in Fransız kökenli yazar Boualem Sansal ve gazeteci Christophe Gleizes‘i tutuklayarak beş ve yedi yıl hapis cezası vermesiyle daha da derinleşti.

DİPLOMATİK VİZE KRİZİ
Cezayirli diplomatların Fransa’ya girişte normal vatandaşlar gibi vize almak zorunda kalmaları, ülkede büyük bir aşağılanma olarak değerlendiriliyor. Bu durum, Cezayir tarafından “onur kırıcı” olarak algılanıyor. Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau‘nun Schengen ortaklarına yeni kısıtlamalar hakkında bilgi vermesi, Cezayirli bir diplomatın tatil için gittiği İspanya’ya girişinin engellenmesine neden oldu. Bu adımlar, karşılıklı misillemelere yol açarak iki ülke arasındaki güven krizini daha da derinleştirdi.
KUZEY AFRİKA’DA ÖFKE BÜYÜYOR
Cezayir’in 8 yıl süren bağımsızlık savaşı, iki ülke arasındaki ilişkilerin en belirleyici faktörlerinden biri olmaya devam ediyor. Bölge uzmanlarına göre, Cezayir’in dış politikası “anti-kolonyal mücadele ve devlet güvenliğini koruma refleksi” üzerine kurulu. Bağımsızlık sonrası dönemde Cezayir, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Batı Sahra’daki Polisario Cephesi gibi hareketlere ev sahipliği yaparak anti-emperyalist mücadelenin merkezi haline geldi. Fransa ise, 1970’lerden itibaren Cezayir’in Fransız şirketlerini millileştirmesi ve 2000’lerde sömürgeciliğin “olumlu yanlarını” öğreten yasalar çıkarmasıyla gerilimi artırdı. Cezayirli tarihçilere göre, bu gelişmeler tüm Kuzey Afrika’daki anti-kolonyal öfkeyi de yeniden alevlendirmiş durumda.
BATI SAHRA GERİLİMİ
Krizin merkezindeki bir diğer konu ise Batı Sahra. 1975’te İspanya’nın bu bölgeden çekilmesinden sonra Fas tarafından ilhak edilen Batı Sahra, Cezayir’in ayrılıkçı Polisario’ya verdiği destek nedeniyle 50 yılı aşkın bir süredir Rabat ile ilişkilerin temel çatışma noktası oldu. Paris, uzun yıllar iki taraf arasında denge sağlamaya çalıştı. Ancak Macron’un Rabat’a yakın duran son hamlesi, Cezayir’de “ihanet” olarak algılandı ve krizin patlak vermesine neden oldu. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, Paris’in bu kararını sert bir şekilde protesto ediyor.

İLİŞKİLER DONMA NOKTASINA GELDİ
2017 yılında Macron’un “Fransa’nın Afrika’da gerçekleştirdiği insanlığa karşı suçlar” çıkışıyla başlayan umut dolu dönem, kısa sürdü. Cezayir basınındaki analizlere göre, karşılıklı suçlamalar ilişkileri donma noktasına getirmiş durumda. Paris, diplomatları sınır dışı etmeyi ve vizeleri kısıtlamayı sürdürürken, Cezayir de Fransız şirketlerine yönelik baskıyı artırıyor. Cezayir basınında, halk nezdinde Fransa’ya karşı büyüyen tepki oldukça dikkat çekiyor. Kuzey Afrika’da yalnızca Fransa değil, aynı zamanda İtalya’ya karşı da kolonyal geçmişe yönelik öfkenin giderek arttığı ifade ediliyor.
Cezayir ve Fransa arasındaki bu gerginlik, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönüm noktasını işaret ediyor.


