Barcelona metrosu, 10 vagonlu ve tamamen metal gövdeli trenleriyle her durakta frenleme sırasında önemli miktarda enerji tüketiyor. Ancak artık bu enerji israf olmaktan kurtuluyor. Özel bir sistem aracılığıyla, frenleme sırasında oluşan enerji ısıya dönüşmeden elektrik olarak geri kazanılıyor. Bu elektrik, aynı zamanda elektrikli araçların şarj istasyonlarına yönlendiriliyor.
Şehir İçi Ulaşımda Enerji Tasarrufu
Elektrikli araçlarda kullanılan rejeneratif frenleme, aracın yavaşlama anında hareket enerjisini elektriğe dönüştürür. Ancak bu yöntem, trenlerde şimdiye kadar yaygın olarak kullanılmamıştı. Şehirler arası trenler, seyir sırasında nadiren yavaşladıkları ve enerji depolama bataryalarına sahip olmadıkları için üretilen elektrik genellikle değerlendirilemiyordu. Uzun mesafeli hatlarda, bu enerjiyi geri besleyebilecek yeterli sayıda istasyonun olmaması da önemli bir engel oluşturuyordu.
Şehir içi trenlerde durum farklıdır. Sık duraklar, hızlı hızlanmalar ve yüksek enerji tüketen çok sayıda istasyon, frenleme sırasında ortaya çıkan enerjinin anında kullanılabilmesini sağlıyor. Böylece, depolama sistemine ihtiyaç duyulmadan üretilen elektrik doğrudan sisteme aktarılabiliyor.
Barcelona Metrosunda Enerji Geri Kazanımı ve Isı Kontrolü
Barcelona metro işletmesi, bu sistem sayesinde trenlerin çalışmasında kullanılan enerjinin %41’ini geri kazanmayı hedefliyor. 7,3 milyon Euro maliyetle hayata geçirilen bu sistem, yaklaşık beş yıl içinde kendini amorti edecek. Elde edilen elektrik; diğer trenlerde, duraklardaki yürüyen merdivenlerde, aydınlatmada ve istasyon dışındaki elektrikli araç şarj istasyonlarında kullanılacak. Böylece 25 istasyonun enerji ihtiyacı karşılanabilecek.
Ayrıca, frenleme enerjisinin ısıya dönüşmemesi, metro tünellerinde aşırı ısınmayı önlüyor. Önceden, yoğun tren trafiği ve yüksek enerji kullanımı, özellikle eski hatlarda belirgin sıcaklık artışlarına yol açıyordu. Yeni sistemle birlikte metro içi sıcaklık ortalama 1 °C düşmüş durumda. Karşılaştırmak gerekirse, Londra metrosunun bazı hatlarında sıcaklık 35 °C’ye kadar çıkabiliyor. Bu yenilik, hem yolcuların daha konforlu bir ortamda seyahat etmesini sağlıyor hem de enerji verimliliği açısından önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
