
Otonom araçların günlük yaşamımızı nasıl değiştirebileceği üzerine tartışmalar devam ederken, Waymo ve Zoox gibi şirketlerin robotaksi projeleri dikkat çekiyor. Bu projeler, sürücüsüz taksi yolculukları gibi yenilikleri içeriyor, ancak market alışverişi veya kuru temizleme hizmeti almak gibi daha çarpıcı fikirleri de beraberinde getiriyor.
Bu tür hizmetlerin hayata geçmesi için, araçların nerede duracağı gibi detayların netleşmesi gerekiyor. Palo Alto merkezli Autolane, bu altyapıyı oluşturma hedefiyle yola çıkmış durumda ve bu amaçla 7.4 milyon dolarlık yeni bir finansman sağlamış bulunuyor.
Draper Associates ve Hyperplane gibi risk sermayesi firmalarının desteklediği Autolane, robotaksilerin özel mülklerde durma ve kalkış noktalarını koordine etmeye başlayacak. Şirket, Simon Property Group ile anlaşma imzalayarak, Austin, Teksas ve San Francisco, Kaliforniya’daki alışveriş merkezlerinde sürücüsüz araçların geliş ve gidişlerini düzenleyecek.
Bu anlaşma, basit fiziksel altyapının yanı sıra, yazılım geliştirmeyi de içerecek. Bu noktada, modern otel ve havaalanlarındaki Uber ve Lyft durakları gibi işaretlerin oluşturulması planlanıyor.
Autolane’ın kurucu ortağı ve CEO’su Ben Seidl, TechCrunch’a verdiği özel röportajda, “Biz otonom araçlar konusunda uygulama katmanı şirketlerinden biriyiz. Araçları inşa etmiyoruz, temel modellerle ilgilenmiyoruz. Bu sektör hızla büyürken, birinin ortada durup her şeyi koordine etmesi gerekiyor,” dedi.
Autolane, başlangıçta robotaksileri hedeflese de, Seidl’in amacı, gelecekte otonom araçların gerçekleştirebileceği tüm görevler için teknolojilerini uygulamak. Şu anda “doğrudan rakiplerinin olmadığına” inanarak hızlı hareket etmek istiyor.
Seidl, geçen yıl bir Tesla satın aldıktan sonra bu işin potansiyeline inandığını belirtiyor. Aracının mükemmel bir şekilde kendisini gezdirmesi, onu etkileyen bir deneyim olmuş.
Seidl, Waymo robotaksisinin, Santa Monica’daki bir Chick-fil-A drive-through’unda sıkıştığı viral olayı örnek vererek, Autolane’ın bu tür sorunları önlemeyi amaçladığını vurguladı. Bu tür aksamaların önüne geçmek için, belirli alım ve bırakma noktaları belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Seidl, “Bu kaosa bir düzen getirmek gerekiyor ve bu kaos zaten başlamış durumda,” diyerek, otonom araçların ihtiyaç duyduğu kesin talimatlar ve teknolojik iletişim için Autolane’ın değerinin önemli olduğunu belirtti.
Şirketler, fiziksel altyapı işini kendileri de yapabilir, ancak otonom araçlar için gerekli olan detaylı talimatlar ve konumlandırma, yalnızca bu işlerde uzmanlaşmış firmalarla mümkün. Bu nedenle, Autolane, gayrimenkul sahibi şirketlerle ve otonom araç sağlayıcılarıyla entegre bir sistem kurmayı hedefliyor.
Seidl, şehirler veya yerel yönetimlerle çalışmak istemediklerini de ekledi. “Biz kamu yollarında çalışmıyoruz. Kamu otoparklarıyla ilgilenmiyoruz. Bu araçları tanımlamak için B2B, donanım destekli bir SAS çözümü sunuyoruz,” dedi.
Sonuç olarak, Autolane, otonom araçlar için bir tür hava trafik kontrol sistemi oluşturmayı hedefliyor; böylece hangi araçların giriş ve çıkış yapacağını önceden bilmek mümkün olacak.