İstanbul’da Depreme Karşı Çelik Dayanışması Konferansı Gerçekleşti

Yeditepe Üniversitesi, ‘Uluslararası Çelik Yapıların Deprem Tasarımı ve Güçlendirme Konferansı & Çalıştayı’na ev sahipliği yaptı. Bu önemli etkinlik, Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA), Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS) ve Yeditepe Üniversitesi iş birliğiyle düzenlendi. Konferansa, Avrupa Yapısal Çelik Birliği’nin deprem komitesi üyeleri ile Türkiye’den ve yurtdışından yapı mühendisleri ve akademisyenler katıldı. İki gün süren etkinlik, yoğun bir ilgiyle gerçekleşti. Çalıştayda, kamu kurumları temsilcileri, çelik yapı endüstrisinde faaliyet gösteren firmalar ve ECCS Deprem Komitesi üyeleri, çelik yapıların deprem dayanıklılığı üzerine çözüm önerilerini ve iş birliği fırsatlarını değerlendirdi.
16-17 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen konferansta, ECCS-TC 13 Deprem Komitesi Başkanı Prof. Dr. Raffaele Landolfo (İtalya), Johns Hopkins Üniversitesi’nden hafif çelik yapı sistemleri uzmanı Prof. Dr. Benjamin Schafer (ABD), Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ece Ceylan Baba ve Yüksek Mimar Şerif Süveydan gibi değerli konuşmacılar yer aldı. Ayrıca, İtalya’da Politecnico di Milano Üniversitesinde akademisyenlik yapan Doç. Dr. Alper Kanyılmaz da etkinlikte sunum gerçekleştirdi.
LANDOLFO: İLK AVRUPA TAVSİYELERİNİ YAYIMLADIK
Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS) Deprem Komitesi Başkanı Prof. Dr. Raffaele Landolfo, çelik yapıların deprem dayanıklılığına dair önemli bilgiler paylaştı. Landolfo, “ECCS bünyesinde, çelik yapıların sismik tasarımıyla ilgili bir teknik komitemiz bulunuyor. Son on yılda yeni nesil Eurocode 8 standardının hazırlanmasına katkı sağladık. ECCS olarak, deprem bölgelerine yönelik çelik yapı tasarımına ilişkin ilk Avrupa tavsiyelerini yayımladık” ifadelerini kullandı.
‘ÇELİK YAPILAR, YÜKSEK ESNEKLİK SAĞLIYOR’
Depremler sonrası yapıların performansı üzerine konuşan Landolfo, “Çelik yapılar, hasarı azaltma ve onarım süreçlerini hızlandırma konularında büyük avantajlar sunuyor. Bu yapıların tasarımında yüksek esneklik sağlanmakta ve farklı yapısal tipolojiler ile hedeflere ulaşılabilmektedir. Yeni Eurocode, sismik tasarımda uygulanabilirliği artırıyor ve çelik yapıların yaygın olduğu ülkelerde depremler sonrasında performanslarının oldukça iyi olduğunu gözlemledik” dedi.
SCHAFER: 1G DEPREM TESTİNDE 10 KATLI BINA HASAR ALMADAN AYAKTA KALDI
Johns Hopkins Üniversitesi Hafif Çelik Yapılar Uzmanı Prof. Dr. Benjamin Schafer, geçen yaz gerçekleştirdikleri büyük ölçekli deprem testine dair bilgiler aktardı. Prof. Dr. Schafer, “Tam ölçekli, 10 katlı bir bina tasarladık ve inşa ettik. Bu bina üzerinde deprem simülasyonları yaptık. Yapıyı yaklaşık 1G düzeyinde sarstık. En büyük başarımız, tasarımdan beklediğimizden yüzde 50 daha güçlü depremler sonrasında bile binada hasar oluşmamasıydı” dedi.
Binayı mümkün olduğunca ABD yönetmeliklerine uygun şekilde tasarladıklarını belirten Schafer, “Bunu yaparken bazı yönetmeliklere aykırı özellikler de ekledik. Testin amacı, bu binanın yüksek sismik aktiviteye sahip bölgelerde dayanıklılığını göstermektir” ifadelerini kullandı.
GÜR’EŞ: TÜRKİYE’DE ÇELİK YAPI KULLANIMI YÜZDE 2,5 CİVARINDA
Türk Yapısal Çelik Derneği Başkanı Yener Gür’eş, Türkiye’de çelik yapı kullanımının düşük seviyelerde kaldığını belirtti. Gür’eş, “Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın raporuna göre, 2023 Kahramanmaraş depreminden etkilenen 11 ildeki yapıların yalnızca yüzde 2,4’ü çelikten. Konut bazında bu oran yüzde 0,4 civarında, yani ihmal edilebilir düzeyde. Oysa depremden az etkilenen Fransa ve Almanya gibi ülkelerde bu oranlar yüzde 30 seviyesindedir. Çelik yapıların inşası ivme kazanmadı ama ilgi artmaya başladı” dedi.
YENİ ZELLANDA ÇELİKLE İNŞA EDİLİYOR
Çelik yapıların geleceğine dair de konuşan Gür’eş, “2018 yılında Yeni Zelanda’da meydana gelen deprem öncesinde yapıların çoğu yığma ve ahşap malzemelerden yapılmıştı. Ancak 2018’den sonra yeni yapılan yapıların yüzde 98’i çelik olarak inşa ediliyor” ifadelerini kullandı.
KÖYLÜOĞLU: YURT DIŞINA ÇELİK İHRAÇ EDİYORUZ
Yeditepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Özgür Köylüoğlu, Türkiye’de yapısal çelik sektörünün yeterince büyük olmadığını belirtti. Köylüoğlu, “Yurt dışına çelik ihraç ediyoruz ve bu alanda büyük bir endüstriye sahibiz. Fakat bu malzemenin binalarda kullanımında yeterince yaygınlık yok” dedi.
Köylüoğlu, deprem kuşağındaki ülkede çelik yapıların az yapılmasının nedenlerini de açıkladı. “Geleneksel müteahhitlik sistemi, betonarme üzerine kurulu olduğu için daha fazla biliniyor ve uygulanması kolay geliyor. Ancak yapısal çelik kullanımı daha ileri mühendislik bilgisi gerektiriyor” dedi.
Köylüoğlu, konferansın amacının, yurt dışındaki bilim insanları ile Türkiye’deki başarılı firmaları bir araya getirmek olduğunu belirtti. “Hem Türkiye’den hem yurt dışından akademisyenlerin, sektörün ve kamu yetkililerinin katılımıyla, çelik yapıların avantajları üzerine tartışmalar yaparak iş birliğini artırmayı hedefledik” diye ekledi.

