Teknoloji

Golden Dome: Silicon Valley’nin Beklentilerini Karşılayacak mı?

Golden Dome, Trump yönetiminin yeni nesil bir füze savunma sistemi kurma hamlesi, girişimciler ve köklü savunma yüklenicileri arasında 151 milyar dolarlık çok yıllık bir sözleşme için kıyasıya bir rekabet başlatıyor.

151 milyar dolarlık bu sözleşmeye katılma süreci, çoğu girişim için pek de avantajlı değil. Sorun, girişimlerin teknolojisinde değil; daha çok, küçük firmaların güvenlik ve uyum gerekliliklerini karşılayabilmek için gereken karmaşık ve maliyetli bürokratik süreçte yatıyor.

Sonuç olarak, Golden Dome, yeni teknoloji ile köklü firmalar arasında sıfır toplamlı bir mücadele olmayabilir. Başarıya ulaşacak olan girişimler, en büyük savunma yüklenicilerini alt yüklenici olarak kazanmayı başarabilenler olacak.

İlgili Makaleler

Pentagon’un Füze Savunma Ajansı, geçen hafta 151 milyar dolarlık çok ödüllü bir sözleşme için taslak bir talep yayınladı. Bu, hükümetin yakın zamanda savunma teknolojisi alımına yönelik büyük bir hamlesinin ön habercisi.

10 yıllık bu sözleşme, SHIELD (Scalable Homeland Enterprise Layered Defense) adı altında bir çatı programı olarak işlev görecek ve Golden Dome sistemi için teknoloji satın almak amacıyla kullanılacak. Beyaz Saray, bu programı İsrail’in Iron Dome’u ile karşılaştırıyor; sistem, Amerika Birleşik Devletleri’nin çeşitli füze tehditlerine karşı korunmasını sağlayacak.

Bu sistemi kurmak için hükümet, uzay tabanlı interceptörler, kara tabanlı radarlar ve düşman füzelerini havada imha edebilen karasal ve deniz tabanlı sistemler gibi son teknoloji ürünlerini satın almayı hedefliyor. Sözleşme kazananı olmak isteyen firmaların ilk engeli, çatı programına katılabilmektir.

151 milyar dolarlık bu çatı programına katılmak, federal kaynaklar almayı garanti etmiyor; bunun yerine firmalar, bireysel görev emirleri için sözleşme kazanmak amacıyla rekabet edecek. Nihai teklif taleplerinin bu yılın dördüncü çeyreğinde açıklanması bekleniyor, ancak bu, firmaların zaten lobi faaliyetlerine başlamalarını engellemiyor.

Danışmanlık firması Approach Venture’ın CEO’su Bryce Dabbs, 5% ila 10% arasında bir kısmın geleneksel dışı satıcılara gidebileceğini tahmin ediyor. Ancak bunun, girişimlerin birincil yüklenici olarak rekabet etmesi yerine “işbirliği ve alt yüklenicilik anlaşmaları” yoluyla olabileceğini belirtiyor. Örneğin, SpaceX ve Anduril, girişim sermayesiyle desteklense de küçük birer birincil yüklenici düzeyine ulaşmış durumda; daha küçük girişimlerin fırsatları ise oldukça farklı görünecek.

İyi bir teknolojiye sahip bir girişimin, Northrop Grumman veya Lockheed gibi bir savunma ana yüklenicisiyle işbirliği yapması gerekecek. Çünkü birçok erken aşama şirket, yüksek güvenlik gereksinimlerini karşılayacak tesis izinleri, personel ve IT güvenliği gibi yeterliliklere sahip değil. Ön talep süreci, bu engellerin olacağını belirtiyor.

Anduril ve SpaceX gibi girişim destekli şirketler, bu güvenlik ve uyum gerekliliklerini karşılayabilecek durumda; ancak diğerleri, rekabet edebilmek için bir ana yüklenici altına girmek zorunda kalacak.

Dabbs, daha fazla erken aşama kurucunun sunumlarında Golden Dome’u referans aldığını ve bu programın, destekledikleri girişimlerin değerlendirilmesinde sıkça gündeme geldiğini belirtiyor. Ancak yatırımcıların, hükümetin alım süreçleri veya daha büyük sözleşmelerin nasıl çalıştığını tam olarak anlamadıklarını ifade ediyor.

Öte yandan SpaceX ve Anduril gibi daha olgun ve nakit akışı güçlü girişimler, RTX (eski Raytheon), Lockheed Martin, Boeing ve L3 Harris gibi köklü savunma yüklenicileriyle rekabet etme konusunda daha iyi bir konumda.

FAR, adil değil

American Enterprise Institute’ta kıdemli araştırmacı olan William Greenwalt, geleneksel olmayanların bu süreçten bir şey kazanma olasılığı konusunda pek iyimser değil. “Bu süreçten geleneksel olmayanların hiçbir şey kazanma olasılığını pek yüksek görmüyorum,” diyor.

Sözleşmenin Federal Satın Alma Yönetmeliği (FAR) ve Sözleşme Rekabeti Yasası (CICA) çerçevesinde yürütülmesinin, yeni başlayanların engellenmesine yol açtığını belirtiyor. FAR, “tam ve açık rekabet” gerektiriyor ama yüksek uyum standartları, yenilikçi firmaların önünü kapatıyor. Greenwalt, programın, geleneksel olmayan satıcılarla çalışmak ve prototipleri takip eden üretim fırsatları sağlamak için daha fazla esneklik sunan Diğer İşlem Yetkisi (OTA) olarak yürütülmesi gerektiğini savunuyor.

Trump, bu girişimi yönetmek üzere ABD Uzay Kuvvetleri’nin ikinci komutanı General Michael Guetlein’i atadı. Guetlein, programın nihai mimarisini tamamlamakla görevlendirildi ve Beyaz Saray, bunun sadece üç yıl içinde hayata geçirilmesini istiyor. Bu zaman çizelgesi, şu anda geliştirilmekte olan teknolojiler yerine, hemen devreye alınabilecek teknolojileri destekliyor.

“Golden Dome, vatanımızı düşmanlarımızdan korumak için aceleci ve cesur bir yaklaşım” olarak nitelendiriliyor.

World EDU Türkçe Editör

General Editor - Soru ve Eleştirileriniz için İLETİŞİM kısmından bağlantı kurabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu