ABD, YPG’yi Koruma Altına Alıyor: Entegrasyon Süreci Belirsizliğini Koruyor

Merkezinde terör örgütü PKK‘nın Suriye uzantısı olan YPG’nin yer aldığı “Suriye Demokratik Güçleri” (SDG), Şam’la entegrasyon konusunda henüz adım atmazken, SDG lideri Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara arasında imzalanan 10 Mart Mutabakatı’nın nasıl uygulanacağına dair belirsizlik devam ediyor. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın, YPG ile ilgili yaptığı son açıklamalar, ABD’nin SDG üzerinden yürüttüğü planları gün yüzüne çıkarıyor. YPG/SDG’nin terör örgütü ile ilişkisi olmadığını savunan Barrack, SDG için “ABD’nin müttefiki” ifadesini kullanarak ABD’nin örgüte olan güvenini pekiştiriyor. SDG’nin üst düzey isimlerinden biri olan Sipan Hemo, Şam’la entegrasyon için “Suriye ordu şemasının yeniden oluşturulması” şartını öne sürdü. Güvenlik uzmanları, ABD’nin son açıklamasıyla YPG’yi açıkça koruma altına aldığını belirtiyor.

ABD Temsilcisi Barrack, SDG'nin Suriye'deki konumu ile ilgili yeni bir çerçeve belirledi.
ABD Temsilcisi Barrack, SDG’nin Suriye’deki konumu ile ilgili yeni bir çerçeve belirledi.

“ORDUNUN TEMELİ OLALIM!”

SDG’nin sözde “Genel Komutanlık” üyesi Sipan Hemo, entegrasyon konusuna dair yaptığı açıklamalarda “demokratikleşme” ve “kadın özgürlüğü” gibi şartlar öne sürerken, Suriye merkezi ordusuna silahlı güçlerinin katılımıyla ilgili çarpıcı bir öneride bulundu. Hemo, “Kuzey ve Doğu Suriye’de DEAŞ’a karşı büyük bir savaş yürüttük. Baas rejimine karşı büyük bir savaş yürüttük. Suriye ordusunun temeli olabiliriz. İlk adım olarak Şam hükümeti ordusuyla ortak askeri meclis oluşturabiliriz” dedi.

10 MART MUTABAKATI

Barrack’ın açıklamaları ve SDG’den gelen ordu açıklamasını değerlendiren güvenlik ve terör uzmanı Ünal Atabay, 10 Mart Mutabakatı’na dikkat çekerek, “10 Mart tezgahını hazırlayan ABD’liler Mazlum Abdi’yi helikopterle götürdüler. Kim götürüyorsa bunu imzalatan da odur. Anlaşmanın detaylarına baktığımızda, bunun çok net olduğunu görüyoruz; içeriği belirsiz ve her tarafa çekilebilecek ifadeler içeriyor. SDG’nin, Şam’ın ve Türkiye’nin entegrasyon anlayışlarının birbiriyle ilgisi yok. SDG, ortaklık istiyor. Bunun yolu ‘ademi merkeziyetçilik’ diyorlar. Bu metinde öyle yazmıyor olabilir ama metni onlar öyle okumuyorlar. Arapça sosyolojik vurgulardan öyle anlaşılıyor. ‘Entegrasyondan kaçmıyoruz’ diyorlar ama ademi merkeziyetçi rejim zaten entegrasyondur. Bir kısım yetkiler merkeze, bir kısım yerel otoritelere aittir.”

KALICI MÜTTEFİK OLDU

ABD temsilcisi Barrack’ın YPG açıklamalarıyla ilgili Atabay, “Gelinen noktada Barrack, ‘YPG bizim müttefikimiz’ dedi. YPG’yi müttefik olarak tanımlamak, kapalı bir mesaj; ‘ona karşı operasyon yapamazsınız’ anlamına geliyor. ‘DEAŞ ile geçici ortaklık’ ifadesinden çıkıldı. Barrack, YPG’yi yeni bir tanıma soktu. Sahadaki gelişmelerden anladığımız kadarıyla Şam’a SDG’ye operasyon yaptıracaklar ve SDG’yi koruma altına alacaklar. Sonunda, Barzani’de yaptıkları gibi belirli bir paralel içinde federal yapı oluşturacaklar.”

Uzmanlara göre SDG’nin hedefi Irak sınırını kontrol altında tutmak.

HEDEF IRAK SINIRI

Güvenlik ve terör uzmanı Güngör Yavuzarslan, SDG’nin çıkışıyla ilgili olarak, “SDG, verdiği taahhütleri yerine getirmiyor. Suriye ordusu şu anda bir yapılanma sürecinde. Burada bir dayatma söz konusu. SDG’nin silahlı kanadı, kendi emir-komuta zinciri içinde kalmak istiyor. Yani Irak’taki Peşmerge gibi kendi kararlarını alacak bir yapı oluşturmak istiyor. Böylece Irak’ın kuzeydoğusundaki hattı askeri olarak tamamen kontrol etmeyi hedefliyor. Şam ise SDG’nin elindeki silahlı unsurların merkezi orduya katılmasından yana. Barrack’ın ‘SDG müttefikimiz’ açıklaması, SDG’nin daha yüksek sesle konuşmasını sağlıyor.”

Exit mobile version