
Trump yönetimi, Amerika Birleşik Devletleri’nin yapay zeka alanında dominant bir güç olmasını hedefliyor ve bu hedefe ulaşmanın yollarından biri de yarı iletken üretimini yeniden ülkeye kazandırmak.
Bu geçişe yardımcı olmak amacıyla, Başkan Donald Trump son aylarda daha fazla yarı iletken üretiminin ülkeye dönmesi için potansiyel çip tarifeleri ve politikaları önerdi.
Ağustos ayının sonlarında, Trump yönetimi bu hedefe yönelik çarpıcı bir adım atarak, yerli yarı iletken üretimi için tahsis edilen mevcut bir hükümet hibesini Intel’de %10’luk bir hisseye dönüştürdü.
Bu anlaşma, Intel’in uluslararası müşteriler için özel çipler üreten foundry işinin sahipliğinin önümüzdeki beş yıl içinde %50’nin altına düşmesi durumunda ABD hükümetine ek hisse vermeyi öngörüyor.
Ancak Intel, ABD merkezli yarı iletken şirketleri arasında tek değil ve çiplerini yurt dışında üreten başka şirketler de var. Peki, Intel, Trump yönetiminin yapay zeka alanındaki planlarında neden ana karakter oldu? Gelin birlikte inceleyelim.
Çip Bağlamı
Öncelikle biraz tarih: Mart 2021’de Intel, Arizona’da iki yeni çip üretim tesisi inşa etmek için 20 milyar dolarlık yatırım yapma taahhüdü ile foundry işine başladı.
Bir yıl sonra, şirket, özel foundry endüstrisinde faaliyet gösteren Tower Semiconductor’ı 5.4 milyar dolara satın almayı planladığını duyurdu, ancak düzenleyici sorunlar nedeniyle bu birleşme iptal edildi.
O tarihten bu yana, Intel Foundry, ivme kazanmakta zorlandı ve bu işin büyük müşterileri çekmekte başarısız olduğuna dair söylentiler çıktı.
2024’te, o dönemdeki CEO Pat Gelsinger, Intel Foundry’nin bağımsız bir yan kuruluş haline gelmesi için adımlar attığını açıkladı. Bu, şirketin yavaşlayan büyüme, maliyet kesintileri ve büyük çapta işten çıkarmalarla mücadele ettiği bir dönemde gerçekleşti.
Kasım 2024’te, şirket, yerli yarı iletken üretimini artırmak amacıyla 2022 Yılı Çipler ve Bilim Yasası kapsamında 7.86 milyar dolarlık federal hibe almak için ABD hükümetiyle bir anlaşma sağladı.
Ardından, Gelsinger, Aralık 2024’te aniden görevden ayrıldı.
Lip-Bu Tan’ın Dönüşü
Intel, Mart ayı başında eski yönetim kurulu üyesi Lip-Bu Tan’ın CEO olarak geri döneceğini duyurdu. Tan, şirketi yeniden odaklama planıyla hemen işe koyuldu ve yan kuruluşlarını küçültme adımları atmaya başladı.
Temmuz ayında şirket, bazı üretim projelerini ölçeklendireceğini açıkladı. Bu projeler arasında zaten ertelenmiş olan 28 milyar dolarlık Ohio fabrikası da yer alıyor.
Birkaç hafta sonra, Trump yönetimi devreye girdi.
Ağustos 6’da Cumhuriyetçi senatör Tom Cotton, Intel’in yönetim kuruluna bir mektup yazarak Tan’ın Çin ile olan bağlantılarını sorguladı. Cotton, Tan’ın uzun yıllar yönettiği Cadence Design Systems’in ABD ihracat kontrollerini ihlal ettiği ve Çin’deki askeri bir okula teknoloji satışı yaptığına dair haberler olduğunu belirtti.
Ertesi gün, Trump, Tan’ın derhal istifa etmesini talep etti ve CEO’yu “yüksek oranda çatışmalı” olmakla suçladı, ancak bu iddialar için kanıt sunmadı.
Bir hafta sonra, Tan, Trump ile görüşmek üzere Washington’a gitti. Bu görüşmede, hükümet ve Intel’in ABD’deki yarı iletken üretimini yeniden kazandırma hedefleri doğrultusunda nasıl iş birliği yapabileceklerini tartıştılar. Kısa süre sonra, ABD hükümetinin Intel’de hisse alma ihtimaliyle ilgili söylentiler yayılmaya başladı.
Ağustos 18’de SoftBank, Intel’e 2 milyar dolarlık yatırım yapacağını açıkladı. Dört gün sonra, ABD hükümeti Intel ile anlaşmasını duyurdu.
Bu anlaşma, Intel’in daha önce aldığı hibe paralarını almasını garanti ediyor ve Trump yönetimi, pasif bir yatırımcı olacağını ve Intel’in çıkarları doğrultusunda oy kullanacağını iddia ediyor. Ancak bu, gerçekten Intel’e yardımcı olacak mı?
Gelecek ne getirecek, bu biraz belirsiz.