Teknoloji

YouTube’un Gizli Yüzü: Dijital Hayalet Kasaba ve İçerik Üreticilerinin Mücadelesi

YouTube, kuruluşundan bu yana dünya genelinde milyarlarca kullanıcıya ulaşarak dijital içerik tüketiminde devrim yaratan bir platform haline geldi. Kullanıcıların video yükleyip paylaşabildiği, çeşitli kategorilerdeki içerikleri izleyebildiği ve etkileşimde bulunabildiği bu mecra, 20 yıllık yolculuğu boyunca pek çok bilinmeyen ve göz ardı edilen istatistikleri de beraberinde getiriyor. İki ayrı araştırma, YouTube’un genel yapısı, kullanıcı etkileşimleri ve gizli istatistikler hakkında çarpıcı veriler sunarak platformun geleceği hakkında önemli ipuçları sağlıyor. İçerik üreticilerinin reklam gelirleri için verdikleri mücadele de bu gizemin bir parçasını oluşturuyor.

Habertürk Teknoloji Editörü Cem Özenen’in haberine göre, YouTube, 20. yaşını kutlarken, araştırmacılar tarafından geliştirilen sıra dışı bir yöntemle sır perdesini aralıyor. Massachusetts Amherst Üniversitesi’nden Ethan Zuckerman liderliğinde yürütülen bir çalışma, YouTube’un derinliklerinde yatan ve Google tarafından gizlenen gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor. “Sarhoş arama” (drunk dialing) olarak adlandırılan bu yöntem, rastgele oluşturulan video URL’lerini tarayarak platformun bilinmeyen yüzünü ortaya koyuyor: milyarlarca izlenmeyen, unutulmuş video. Bu keşif, YouTube’un 2,5 milyar aylık kullanıcısına sunduğu parlak vitrinin ardında devasa bir “dijital hayalet kasaba”nın varlığını gözler önüne seriyor. BBC Future ve TechSpot gibi kaynakların da dikkat çektiği bu çalışma, internet devlerinin veri şeffaflığı konusundaki suskunluğunu sorguluyor. Peki, YouTube’un bu gizli dünyası ne anlama geliyor ve neden Google bu istatistikleri paylaşmaktan kaçınıyor? İşte detaylar…

SARHOŞ ARAMA YÖNTEMİYLE PLATFORMUN DERİNLİKLERİNE İNİŞ

Araştırmacılar, YouTube’un her videosuna atanan 11 karakterlik benzersiz kimlik kodlarını kullanarak ilginç bir deney başlattı. Zuckerman’ın ekibi, bir tarayıcı programı geliştirdi ve bu program, tıpkı yanlış numaraları arayan bir “sarhoş” gibi, rastgele URL’ler üreterek platformda gerçek videoları bulmaya çalıştı. İlk çalışmada 10.016 videoya ulaşmak için tam 18 trilyon potansiyel URL denendi; her gerçek video için yaklaşık 1,87 milyar başarısız tahmin yapıldı. Bu, YouTube’un 18,6 kentilyon (10^18) olası kimlik kombinasyonuna sahip devasa bir alan olduğunu gösteriyor. Bulgular, platformda milyarlarca videonun izlenmediğini ve varlıklarının bile fark edilmediğini ortaya koydu. Journal of Qualitative Data’da yayımlanan bu analiz, YouTube’un büyüklüğünün yalnızca görünen yüzüyle sınırlı olmadığını kanıtlıyor.

İlgili Makaleler

Ethan Zuckerman ve UMass Amherst’teki Dijital Kamu Altyapısı Girişimi (IDPI) araştırmacıları tarafından yapılan araştırma, YouTube’un gizli istatistiklerini ortaya çıkaran yeni bir araştırma yöntemini anlatıyor. Bu yöntem, YouTube’un temel metriklerini derlemek için rastgele URL’ler oluşturarak videoları örnekliyor ve platformun boyutu, içeriği, konuşulan diller gibi temel sorulara yanıtlar sağlıyor. Araştırmanın bulgularına göre, YouTube’da toplam 14.8 milyar video bulunuyor ve bu videoların büyük bir kısmı amatör içeriklerden oluşuyor. Ayrıca, platformda en çok konuşulan dil İngilizce olsa da, diğer dillerin de önemli bir yer tuttuğu belirtiliyor.

GOOGLE’IN SESSİZLİĞİ VE ŞEFFAFLIK TARTIŞMALARI

YouTube’un sahibi Google, platformun toplam izlenme süreleri veya video sayıları gibi temel istatistikler konusunda ketum davranıyor. Şubat 2025’te yapılan bir açıklamada, yalnızca TV üzerinden YouTube izleyenlerin günlük 1 milyar saatlik izlenme süresine ulaştığı belirtilmiş, ancak genel rakamlar bir sır olarak kalmıştı. Tahminler, YouTube’un aylık 2,5 milyar kullanıcıya sahip olduğunu ve mobil uygulama kullanıcılarının ortalama 29 saat video izlediğini gösteriyor. Eğer bu oran tüm kullanıcılara uygulanabilirse, insanlık her ay YouTube’da 8,3 milyon yıllık video içeriği tüketiyor demektir. Ancak milyarlarca izlenmeyen video, bu devasa tüketim tablosunun yalnızca bir yanını temsil ediyor. Araştırmacılar, Google’ın bu verileri gizlemesinin, platformun algoritmalarının etkinliği ve içerik yönetimi konusundaki soru işaretlerini örtbas etme çabası olabileceğini öne sürüyor.

DİJİTAL HAYALET KASABA

TechSpot’un “YouTube’un hayalet kasabası” olarak nitelendirdiği bu alan, milyarlarca videonun sessizce beklediği bir dijital mezarlık gibidir. Araştırmalar, YouTube’a her dakika 500 saatten fazla yeni içeriğin yüklendiğini gösteriyor; ancak bu içeriklerin büyük bir kısmı, algoritmalar tarafından öne çıkarılmadığı için izlenmeden kayboluyor. Zuckerman, bu durumu şöyle özetliyor: YouTube’da bir videonun izlenmesi için önce bulunması gerekiyor, ama çoğu video asla bulunamıyor.

Bu gerçek, içerik üreticileri için acı bir tabloyu da ortaya koyuyor. Emekle hazırlanan milyonlarca video, dijital bir uçurumda yankılanmadan yok olup gidiyor. Peki, bu durum YouTube’un algoritma odaklı dünyasının bir başarısızlığı mı, yoksa bilinçli bir tasarımın sonucu mu?

Araştırmalar, YouTube’un 14.8 milyar video barındırdığını ve içeriğin çoğunun profesyonel kalitede olmadığını ortaya koyuyor. Ayrıca, YouTube videolarının çoğunun 500’den az izlenme aldığı ve yüzde 4’ünün hiç izlenmediği tespit edildi. Bu sonuçlar, platformun büyük bir kısmının hayalet kasaba olarak adlandırılabilecek bir yapı oluşturduğunu gösteriyor.

DİJİTAL KAZANÇ SAVAŞI!

YouTube, milyonlarca insan için bir gelir kapısı haline geldi. 2023 verilerine göre, YouTube’un Partner Programı kapsamında içerik üreticilerine ödediği reklam geliri 70 milyar doları aşmış durumda. Ancak bu pastadan pay alabilmek, sanıldığı kadar kolay değil. Platformun algoritmaları, izlenme sayıları, abone etkileşimleri ve videoların “reklam dostu” olup olmadığı gibi karmaşık bir dizi kritere göre gelir dağıtıyor. Araştırmalar, içerik üreticilerinin yalnızca %3’ünün ayda 10 bin doların üzerinde kazandığını, geri kalan büyük çoğunluğun ise çok düşük gelirlerle yetindiğini gösteriyor. Milyarlarca izlenmeyen videonun varlığı, bu rekabetin ne kadar acımasız olduğunu ortaya koyuyor. Üreticiler, dikkat çekmek için clickbait başlıklar, çarpıcı thumbnail’ler ve trendlere uygun içerikler üretmek zorunda kalıyor. Ancak tüm bu çabalar, algoritmanın gölgesinde kaybolan videolarla sonuçlanabiliyor. Örneğin, bir içerik üreticisinin saatlerce emek harcayarak hazırladığı bir video, izlenmediği takdirde hiçbir gelir getirmiyor ve bu durum, YouTube’un “hayalet kasaba”sını daha da büyütüyor.

REKLAM GELİRLERİNİN ARKA PLANI

YouTube’un gelir modeli, büyük ölçüde reklamlara dayanıyor. 2024’te platformun reklam gelirlerinin 40 milyar doları geçtiği tahmin ediliyor. Bu rakam, Google’ın ana şirketi Alphabet’in toplam gelirinin önemli bir kısmını oluşturuyor ancak bu devasa gelir, eşit bir şekilde paylaşılmıyor. Büyük kanallar ve popüler içerik üreticileri pastadan aslan payını alırken, küçük üreticiler çoğu zaman algoritmanın insafına bırakılıyor. İzlenmeyen videoların varlığı, reklamverenler için de bir soru işareti yaratıyor: Ödedikleri paralar gerçekten hedef kitleye ulaşıyor mu? Araştırmacılar, Google’ın bu konuda şeffaf olmamasının, hem içerik üreticilerini hem de reklamverenleri etkilediğini savunuyor. YouTube’un algoritmasının yalnızca izlenen içerikleri değil, aynı zamanda reklam gelirlerini optimize edecek şekilde çalıştığı düşünülüyor; bu da izlenmeyen videoların sistemin bir “atık ürünü” olarak görülebileceği teorisini güçlendiriyor.

İNTERNETİN GELECEĞİ VE ETİK SORULAR

Bu keşif, yalnızca YouTube’un değil, tüm dijital ekosistemin işleyişine dair önemli soruları gündeme getiriyor. Platformlar, kullanıcıların dikkatini çekmek için optimize edilmiş algoritmalarla çalışırken, izlenmeyen içerikler neden bu kadar büyük bir yer kaplıyor? Google’ın şeffaf olmaması, veri gizliliği ve platformların toplumsal etkileri üzerine yeni tartışmaları ateşliyor. Ayrıca, milyarlarca videonun barındırılması için harcanan enerji ve altyapı maliyeti, çevresel sürdürülebilirlik açısından da endişe yaratıyor. Araştırmacılar, bu verilerin daha iyi analiz edilmesiyle, internetin hem kullanıcılar hem de üreticiler için daha adil bir alan haline gelebileceğini savunuyor.

DİJİTAL DÜNYANIN KARMAŞIK YAPISI SORGULANIYOR

Sonuç olarak gerçekleştirilen araştırmalar, YouTube’un genel yapısı ve kullanıcı etkileşimleri hakkında çarpıcı veriler sunarak, platformun gelecekteki gelişimi için önemli ipuçları sağlıyor. YouTube’un sürekli büyüyen kullanıcı tabanı ve artan içerik çeşitliliği, platformun evriminin devam edeceğini gösteriyor. Gelecekte, profesyonel ve amatör içeriklerin daha dengeli bir dağılıma sahip olması ve kullanıcı etkileşimlerinin artması bekleniyor.

Özellikle, platformun 20. yılında, “sarhoş arama” yöntemiyle ortaya çıkan bu bulgular, platformun parlak yüzünün ardındaki gizli gerçekleri gün ışığına çıkardı. Milyarlarca izlenmeyen video, Google’ın sessizliği ve algoritmaların gölgesinde kalan içerik üreticileri, dijital dünyanın karmaşık yapısını bir kez daha sorgulatıyor. İnternet devlerinin şeffaflık konusundaki tutumu değişmedikçe, YouTube’un hayalet kasabası büyümeye devam edecek gibi görünüyor. Bu keşif, teknolojinin sınırlarını zorlayan araştırmacıların cesaretiyle, hepimize dijital çağın bilinmeyenlerine dair bir ayna tutuyor.

World EDU Türkçe Editör

General Editor - Soru ve Eleştirileriniz için İLETİŞİM kısmından bağlantı kurabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu